günler murtaz için daha güzel olmaya başlar. onun sevgisine ufakta olsa bir gülümsemeyle karşılık veren birini bulmuştur sonunda. gülizarla muhabbetleri hal hatır sormanın dışına çıkmamıştır henüz. murtaza ne zaman açılacak olsa gülizarın hafif yollu kardeşi şaziye oracıkta bitmektedir. ulan bir türlü kurtulamadım bu karıdan diye düşünüp durur murtaza.
günler rüzgar hızıyla geçer gider. gülizarın güzelliği günden güne murtaza borsasında prim yapar. gün gelir murtaza gülizarı tenhada kıstırır. ve ona hayatın akışını bozacak bir teklifte bulunur. benimle çay içmeye gelir misin? çok masum bir sorudur bu, altında hiç bir kötü niyet yatmamaktadır. sadece oturup çay içmek ve bir iki kelam etmektir niyeti. gülizar daha önce böyle bir teklif almadığından yüzü kızararakta olsa olur dedi. parkın dereyi gören masalarından birine oturdular ve 2 çay söylediler. murtaza lafa nasıl başlayacağını bilemiyordu ama bir yerden başlaması lazımdı. çok güzelsin, güzelliğin beni büyülüyor, seni görünce elim ayağım birbirine dolanıyor, her zaman yanında olmak, varlığını hep hissetmek istiyorum dedi gülizara. gülizar çok utandı yüzü kıpkırmızı oldu. heyecandan az daha masadan kalkıp gidecekti. aynı zamanda da çok sevinçliydi bu onun aldığı ilk resmi teklifti sonuçta, bonservisi elinde olduğundan isterse kabul edebilirdi. teşekkür ederim murtaza dedi gülizar. bu söylediklerin gerçekten çok güzel ve ben de senden hoşlandım. arasıra görüşürsek ben de çok mutlu olurum dedi. murtaza az kalsın ağlayacaktı mutluluktan ama çaktırmadı. gülizara teşekkür etti ve akşam olmadan seni evinize bırakayım diyerek ayağa kalktı. evlerinin önünde ayrıldılar.
murtaza akşam eve sığamadı. kendini sokaklara attı. bir marketin önünde mahallenin gençlerini gördü. onlarla takıldı. saat epey ilerleyince eve dönmek için ayrıldı. yolda gelirken okulun duvarındaki resimler geldi aklına. insan nasıl hayal kurup öyle resimler yapabilirdi ki? kesinlikle yetenek işi bu dedi kendi kendine, yoksa isteyen herkes güzel resimler yapardı. o zamanda ressamların bir özelliği kalmazdı. belki de resim insanın kendini ifade etme biçimidir dedi. çoğu resmi kelimelerle anlatamazsın ama hepsinin anlattığı bir öykü olmalı içinde. ressamda romancı gibi, ama kelime yerine fırça kullanır, o resimler herkese başka hikayeler anlatır. çünkü anladıklarımız geçmişte yaşadığımız, gördüğümüz, dinlediğimiz şeylerle bağlantılı olarak idrak edilir.
murtaza köprüden geçerken etraf o kadar güzeldi ki, bir resmin içinden geçer gibi hissetti kendini. bu değişik bir duyguydu. eve geldiğinde ahali çoktan uyumuştu. bir film cd si alıp vcd ye yerleştirdi ve yatağına uzandı. dila hanım izleyerek uykuya daldı.