öncelikle t bag nickli arkadaşımıza ve 28.03.2007 02:00 tarihli arkaya takilan var başlığına selam olsun. ama biz burada farklı bir hikaye anlatacağız. aramaya inanmak bizim bu sözlüğe ve bu sözlüğün yazarlarına saygımızdandır. bir cümle önce de söylediğimiz üzere biz başka bir hikayeden bahsedeceğiz.
küçük yaştaki çocukların arabanın arkasına takılan arkadaşını şoföre ispiyon ederken sarf ettiği cümle.
tanım tamam, ustalara saygı kuşağı tamam. entryi okumaya başlayanların yarısını kaybettiğimiz noktadayız. hadi, başlıyorum hasan abi.
her zamanki gibi sıkıldım ve onun yanına gittim. üç gündür üzerinde çalıştığı masayı paketliyordu. çay iç dedi, reddettim. bilirdim ki; o, kalmış çayı bana itelemekten imtina etmezdi. bu gece seninle dışarı çıkıyoruz taksime akacağız, dedi. önce heyecanlandım, sonra 33 yaşındaki evli, iki çocuk babası, yozgatlı bir marangozla taksime gidecek olmanın tanımsız mutsuzluğu ve yalnızlığı kapladı meme uçlarımı, ürperdim.
benimle ilgilensin diye çok mutsuzum hasan abi, dedim. koli bandını ver ordan, dedi. koli bandını uzatırken "beklemeden yapamıyorum, ama beklemekten başka bir şey de yapamıyorum, işte bu canımı çok sıkıyor" dedim. yüzüme bakmadan "bütün sıkıntını alacak bi gece yaşayacağız seninle, sus da tut şu masanın ucundan" dedi, tuttum. o tut dediğinde tutar, sus dediğinde susardım. masa, 1996 model kia besta, ben ve hasan abi çıktık yola. bekle bizi taksim.
arabaya bindikten sonra ne kadar boş bi adam olduğumu bir kez daha anladım. hiçbir planım yoktu geceye dair, eyvallah. ama anam, babam, evim barkım da mı yoktu? ne televizyona hiç bakmayan enteller gibiydim, ne de her hafta takip ettiği bir dizisi olan ortalama bir insandım. her şeyi, ama her şeyi arada yaşayan bi adamdım ben. hasan abi damar fm i açtı. her şarkıda biraz daha daraldı içim. torpidoyu karıştırmaya başladım. torpidosunda kaset olan, hala karışık kaset dolduran nadir adamlardandı hasan abi. müslüm gürses, mahsun kırmızıgül, alihan. "alihan ? hani şu kendini köprüden atmaya çalışan adam mı?" dedim, ses etmedi. kasetleri yerine koydum. trafik sıkışıktı. yanımızda duran arabadaki kızın kucağındaki ipad'e takıldı gözüm. itü sözlük açıktı. 34 jke ... plakalı araçtaki sarışın kız, eğer bu giriyi okuyorsan ve yazarsan bana mesaj at lütfen. yazar değilsen 10 entry gir, cümle sonlarına nokta koymayı unutma yeter. yazar ol ve bana ulaş.
arabayı park ettik. masayı kucaklayıp bir süre yürüdük. taksime akmak? tabi, elbette. istiklaldeki caddelerden birine girdik. sonra bir iş hanının dar merdivenlerinde masayı yukarı taşımaya başladık. "sen piçsin hasan abi" dedim. pişkin pişkin niye lan, dedi. istiklale akıcaz dediğin bana iş hanının 5. katına masa taşıtmakm dedim, dayan az kaldı, dedi.
5. kata ulaştığımızda dayanamadım ve hasan abi'ye "götüm ayrıldı çok ağır bu " diye bir serzenişte daha bulundum. bir kadın sesi duyuldu o anda "biraz dinlenin sonra içeri alın isterseniz hasan bey" dedi o ses, afalladım. herhangi bir eşya taşırken götümün aldığı şekili duymuştu kız. ofise girdik, masayı yere bıraktık. hem yorgunluğun hem de utanmanın verdiği kızarıklıkla hatunla göz göze geldim. konuşmaya başladık.
hasan abi: bildiğin hasan abi.
ben: düz ben, muslukbasi.
kız: konuşma esnasında hakkındaki bilgiler güncellenecek olandır.
mimar kız: hoş geldiniz.
ben: hoş bulduk.
hasan abi: hoş buldum.
26 yaşındaki mimar kız: biraz dinlenin isterseniz, yoruldunuz.
ben: iyi olur, sanrılar görmeye başladım. bi şey sorucam. bu beni karizmatik yapar mı?
26 yaşındaki parmağında evli olduğunu gösterecek bir yüzük bulunmayan kız: bilmem, bence yapmaz çok klişe.
ben: nasıl yani?
26 yaşındaki parmağında evli olduğunu gösterecek bir yüzük olmayan kumral kız: bi şair düşün mesela, sürekli dehliz kelimesi geçiyor şiirlerinde. yeni öğrendiği kelimeyi yerli yersiz kullanan ergen gibi. sanrılar görmek de böyle. çok klasik. elif şafak biliyor musun?
ben: evet.
26 yaşındaki parmağında evli olduğunu gösterecek bir yüzük olmayan kumral orta boylu kız: o mesela bi ara pelesenk kelimesine sardırmıştı, onun gibi.
ben: çok saçma...
hasan abi elektronik eşya mağazalarındaki satış elemanları gibi masanın özellikleri anlatırken kızın gösterdiği koltuğa oturdum. sinirliydim. kız masayı yerine yerleştirmemizi istedi, kalktım. hasan abi hala masadan bahsediyordu. fabrikasyon masalardaki ruhsuzluğu anlattı. masaya terini akıttığını söylerken kızın yüzü ekşidi. ikea'ya biraz laf sokup kapitalist düzene de küfürünü ettikten sonra sunumunu bitirdi. kız da çıkmak üzereydi. bilgisayarı kapatayım, dedi. o an ekrana baktım, itü sözlük açıktı. masayı yerleştirik. ofisten çıkarken kıza dönüp ben de mühendisim aslında, dedim. kız gülümsedi bir şey söylemedi. marangoz değilim ben, dedim, tamam, dedi. marangoz olsaydım ondan utanmazdım. benim ekmeğe saygım vardır, öyle bir insan değilim, yanlış anlaşılmasın, dedim. hıhı, dedi ve kapıyı kapattı.
merdivenlerden inerken sessizce "orospu" dedim. hasan abi "ney" diyince ona da dönüp "piç" dedim. ona kızgın olduğumun farkındaydı. bana hamal lazım deseydi yine onunla taksime giderdim ama beni kandırmıştı. iş hanından çıkarken kolumdan tuttu bana bak, dedi, baktım. güzel kızdı di mi lan, dedi. ben ondan dostluğa dair güzel bir söz, bir özür beklerken o bana "güzel kızdı di mi lan" demişti. "bırak ya artisin teki" dedim.
istiklale çıktık. yanımızdan tramvay geçerken cümlesini yarım bırakıp koşmaya başladı. tramvayın arkasına sıçrayıp arkasına takıldı. işte o an iç ses benimle konuşmaya başladı.
+ hadi bağır.
- yapamam çok kalabalık.
+ aptal, bağır !
- abi arkaya takılan var !
+ tekrar, daha yüksek sesle.
- istiklal'in ortasındayız.
+ bağır ulan !
- abi arkaya takılan var !
+ daha yüksek sesle.
- çok güzel kızlar var etrafta bana bakıyorlar utanıyorum.
+ sana mı verecekler, bağır !
- abi arkaya takılan var !
+ aferin şimdi bir daha.
abi arkaya takılan var. arkaya takılan var ! vatman arkaya takılan var !
27 yaşında koskoca adam, istiklal caddesinin orta yerinde bas bas bağırıyor. utanmadan, kabuğunu kırarak, usanmadan, abi arkaya takılan var.
işte o gece biz, istiklal' e akmadıysak da damladık, yağmadıysak da gürledik. bir insanın içindeki duvarları nasıl yıktığına şahitlik ettik.
o gece orada olan, bütün esmer, sarışın, kumral, çinli, melez, siyahi kızlar;
put the end of the sentence you point. after you make the author.
contact me. fuck you google translate.