sana kızdığım anların haddi hesabı yok biliyorsun.sanki beni bir kafesin içine sokmuş gibisin çıkışı mümkün olmayan sonra kafesinin içinde yem var diye avutuyorsun ardından kafes kapısı açılır gibi oluyor ama kollarıma bağlanmış ipler görüyorum sonra ne kadar gidersem gideyim evrenin sonsuzluğunun kanıtlanamadığını düşünüp koca bir kafes varmış gibi geliyor bizim küçük kafeslerimiz dışında.kendimi anlatamadığım zamanlar bana yaptıkların için sana oldukça kızıyorum sanki senin sevilmeyen evlatlarından biriymişim gibi.ardından aslına bakarsan sana çok bağlı olduğumu bütün kızgınlığım altında yatan gerçeğin sevgim olduğunu idrak ediyorum tıpkı ruhumla anlaşma yolları aradığım zamanlarda ona olan öfkemin altında yatan sevgi gibi...