arkadaşlığın çok uzun yıllar sürmemesinin sırrı

entry19 galeri
    1.
  1. moruk lan, neden arkadaşlıklar hiçbir zaman uzun ömürlü gitmiyor da mazide bir yerlerde saplanmış bir bıçak gibi öylece takılıp kalıyor hiç düşündün mü?

    mesela 55 ile 60 yaş arasındaki figürleri göz önüne alalım. kendi istatistiğini kendin tut moruk. çevrende o yaşlardaki insanlara bir sor bakalım; ''20 li yaşlardan beri görüştüğün can ciğer bir arkadaşın var mı?'' de.
    sorduğun 20 kişiden en az 15 i '' hayır yok'' cevabını verecektir.

    arkadaşlık neden bir yerde tıkanıyor moruk?

    babama sordum geçen gün; ''çoğuyla kaybettik birbirimizi'' dedi, ''ne telefonu ne de adresi''
    ''görüştüğün var mı?'' dedim, ''ehh kırk yılda bir denkgelirsek merhaba-merhaba'' dedi.
    olay bitmiş anlayacağın.

    insan psikolojisini ve yaşam sürecini incelemede kullanmak için çok önemli bir etmen aslında bu;
    arkadaşlık...

    eğer bu, gerçekten zaman ile aşıma uğrayan, deforme olup kaybolan bir olgu ise, buna paralel evliliklerde de çiftlerin arkadaşlaşma süreci ve zamana bağlı olarak deforme olup biten ilişkilerinde bunun payı ne ölçüdedir bakabilir,
    aslında sürdürülebilirliği var da insanlar tarafından evrilip farklı kimliklere taşındıysa da, ne tür bir değişim yaşadığı tespit edilip, ''ne kadarı geri getirilebilir'' , onu düşünebiliriz.

    arkadaşlık nedir? neden uzun sürmez?
    buraya kadar yazılanların ana teması bu. bana göre mayk; bunun uzun vadeye yayılamamasının ana sebebi; ''samimiyetteki ayarsızlık''
    arkadaşım dediğin kişi ile sıkıntılarını paylaşırken, aynı zamanda da zaaflarını da paylaşmış olursun aslında.
    bu ilk dönemlerde her iki taraf için de sıkıntı yaratmaz iken ilerleyen dönemlerde hiç bir zaman bitmeyen iş, aşk, ev, aile, para, irade vs. ile ilgili zaaflarını ortaya döken taraf, zamanla karşısındaki kişinin gözündeki popülerliğini yitirir ve aynı zamanda birbirini tamamlama anlamında normal üstündeki meziyetlerinin de alışkanlığında verdiği etkiyi de gözönünde bulundurarak, kaybolmasını engelleyemez.

    yapılan arkadaşlıklarda, kişiler birbirlerinin bazı meziyetlerine tav olur. bunun açıkçası budur mayki. zaman içinde bu bir alışkanlık haline gelir ve görev halini alır. artık o, normal, sıradan biridir. (beklenti çıtasının önlenemez yükselişi)
    zaafları da öğrenildikten ve uygulama anlarında, önceden bilindiği için görev dağılımındaki değişiklikler yüzünden bağ kopar. arkadaşlık ölür. buna ne konuşacağını tahmin ettiğiniz bir konuşmacı ve fikirleri ezberlenmiş birini de eklerseniz monotonizm iyice ağır basar ve çökertir zaten. iyisi mi eklemeyelim, ama olay kendi iradesini her zaman korur böyle konularda.

    peki buna paralel bir soru daha takılmıyor mu kafana mayk; evlilikler, ilerleyen senelerde bir arkadaşlaşma sürecine girip az önce bahsedilen zamana karşı önlenemez deformasyon konusunda ağzının payını aldığında, bir çürüme yaşamaz mı? bence yaşar.

    kısacası evlendiğin kişi ile zamanla arkadaş olursun-ki hep söylerler ''iyi bir arkadaşsan evlilik daha iyi yürür''- ve bu arkadaşlık deformasyon yaşadığında evliliğin de çatırdar.

    akılda iki soru kalıyor bende; arkadaşlığın tanımı mı değişmeli? yoksa ''evlilikte arkadaşlık yapmak'' diye bir olguyu mu tanımamalı insan.

    tek tek irdeleyelim; arkadaşlığın tanımı nasıl değişir. kontrolü kişilerin elinde olan bir durum bu. serzeniş paylaşımı yerine yaşanan güzel anların paylaşımı yer değiştirebilir mesela. geçmişten konuşmak ve pişmanlıkların paylaşılması yerini zevk alınan anlık da olsa mutlulukların palyaşımına bırakabilir. beraber yapılan ortak hobiler üstünde daha fazla durup onlar hakkında ''daha fazla ne yapılabilir?''ci muhabbetlere önem gösterilebilir. ağlamak yerine gülünebilir kısacası. bizimkiler takmış kafaya arkadaş dediğin dert dinler. yarrak dinler. zamanı gelince beyin kullanıyor işte onları senin üstünde. insanoğlu bu, durun lan çiğ süt emmiş demeyeceğim, zaafları var! alala...

    evlilikte arkadaşlık yapma olgusunu tanımamaya da gerek kalmaz böylece. yap kardeşim, eşinle de arkadaşlık yap ama her zaman güçlü görün. bu senin iyiliğin için. güçlü görün dediysek de artislik yapma ama. götün başın oynamasın.
    yarın öbür gün bu anlatılanlar başına gelirse de beni hatırla. arkamdan küfür etme ama. yazık havada asılı kalır da zavallı, iletişimi filan etkiler günaha girersin bak.

    moruk!!! sana diyorum oğlum kulağını aç dalyarak. bütün gün kös kös oturmak değildir yaşamak!!!
    13 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük