fazıl say

entry1489 galeri video18
    682.


  1. öncelikle şu klasik şarkıyı koyalım da, "çok sesli müzik" denerek savunulmasın bu adam.

    gel gelelim şu orhan gencebay yorumuna.

    sıkıntı şurda: eleştiri orhan gencebay'ın yaptığı şarkılara değil, doğrudan orhan gencebay'ın müzisyen kimliğine geliyor. eğer deseydi ki, "orhan gencebay üçüncü sınıf eserler veriyor" - ki bu bile saçmalıktır - bu konuda tartışılabilirdi.

    lakin bu işler bu kadar basit olmamalı. orhan gencebay da çok rahat o akademik bilgisiyle orta avrupa müziğine kendini kaptırıp yüzyılların birikiminden faydalanabilir, çok büyük bir klasik batı müziği sanatçısı olabilirdi. o bu yolu seçmedi. o, geleneksel türk müziğini batılı motiflerle harmanlayıp yeni bir "türk müziği" yaratma peşine düştü. bunu başardı da.



    iyi dinleyiniz. şarkı içindeki mod geçişlerini, iki farklı duygunun - önce hüzün, sonra hüzünlü bir umut - nasıl verildiğini iyi kavrayınız. orhan bey bunları yaparken tüm orkestrasyonu da kendisi yapmıştır bunu da aklınızdan çıakrtmayınız. aynı durum hatasız kul olmaz parçasında da mevcuttur. şimdi buraya "crossing the bridge" belgeselindeki "hatasız kul olmaz" düzenlemesini koymayacağım, onu bilmeyen yoktur. fakat o düzenlemedeki orkestrasyon da orhan bey'e aittir.

    fazıl say ise belli bir müzik bilgisine ve görüşüne sahip olan bir insandır. bunu ben yargılayıp mahkum edemem. sıkıntısı şu abimizin, dünyaya sadece kendi penceresinden bakıyor. elitist bir bakış açısı sunuyor ve kendi müziğini yapmayan herkesi "aşağı tabaka" olarak görüyor.

    doğu müziği hakkında da bilgisi vardır elbet. cumhuriyet dönemi türk müziğinde ne kadar yenilikçi çalışma varsa hepsi orhan bey'in elinden çıkmıştır, bunu da biliyor. bilmediği şu, orhan gencebay kolaya kaçmadı. bağlama konusunda bile kendi tarzını geliştirdi ve, yaratıcı bir şekilde bağlamayla blues soloları atmaya kadar götürdü işi. bu yaratıcılık isteyen bir şey.

    bütün teknik kısımları geçiyorum, zaten derinine de inecek değilim. fazıl say her ne kadar büyük bir müzisyen olsa da, öncelikle müzik nedir sorunsalını kendi içinde çok uç bir noktaya hapsetmiş. fazıl say'ın bakış açısını ele alırsak erkan oğur da gayet üçüncü dördüncü sınıf bir müzisyen oluyor. çünkü klasik müzik yapmıyor.

    bu kafalara hastayım. "klasik" olan müziklerde virtüöziteye ulaşmış kişiler geri kalanlara her zaman aşağılayıcı biçimde bakıyorlar. müziğin ruhu bu değil. fazıl say fildişi kulesinde batının müziğini devam ettirirken; orhan gencebay onca akademik bilgiye rağmen özünden kopmayarak yeni bir türk müziği yarattı. fazıl say kendi içinde "beni neden sevmiyorlar" muhasebesi yapıp aşağılık gördüğü her şeye saldırırken; orhan gencebay geleneksel mirası harikulade biçimde geliştirip halkın gönlünde yer etti.

    o yüzden orhan gencebay "berhudar olun" derken, fazıl say önüne gelene saldırıyor. sevilmemek saldırganlaştırır. mütevazı olmayı bilmeyen kişi en üst seviyede akademik bilgiye de sahip olsa en başta ruhunu kaybetmiştir.

    lütfen piyano çalmayı bilen herkes de orhan gencebay'a eleştiri getirmesin. ben önemsiz bir adamım ama, o kişiler orhan beyle müzik konusunda yarım saat sohbet etseler fazıl say'a saydırmaya başlarlar.

    elitizm, hele ki temelsiz elitizm kötüdür. yapmayın.
    0 ...