dinde zorlama yoktur yalanı

entry34 galeri
    3.
  1. bütün kesimler birbiri üzerine baskı kurar.

    misal bir; ben dindar bir fabrika da çalışırken vakit namazları mescitte kılınır cumalara da servis kalkar en yakın cami de kılınırdı. sen gelmiyor musun yummy he hadi cumaya gidelim derlerdi. tabi ki yok gelmeyim demek gibi bir hakkımız vardı ama baskı çoktu gözünün içine bakıyorlardı herkes ne diyeceğini namaza yaklaşımını ölçer orucunu tutar mısın gizliden kontrol ederdi. sen de mecbur kalıyordun iş ortamındaki yerini kouyabilmek adına. bu bir baskıdır. zorlama değil.

    misal iki; kadınlar için dini gereksinim olarak gördükleri türbanları takınıyorlar. okullarda türban yasağı kalkmasına rağmen türbanla giren bir kızın başını zorla açan bir örgütçü genç çıktı geçenlerde. bakışlar değişiyor konuşmalar arkadaşlıklar. ya da bir arkadaş kampüste çimlerin üzerinde namaz kılarken türlü küfürlere ve asabi bakışlara dalga geçmelere şakirt öcü böcü gibi yaftalamalara maruz kalıyor. toplumdan soyutlanan ittirilen kimseler haline geliyorlar. bu da bir baskıdır.

    ya da bir kız başını kapamak istese neredeyse annesi babası tarafından evlatlıktan reddediliyor. tam tersi bir durumda kapanmak istemeyen zorla kapatılıyor. bunları hep gördük. işte bu baskıdır. hatta zorlamadır.

    boşuna sidik yarıştırmayın herkes aynı bokun soyu. özgürlük bu değil. herkes neye inanıyor ise uygulaması ve anasaya ile korunması lazımdır. çıplak gezecek olanda gezsin çarşafa girecek olan da girsin. tabi etik değerlerin izin verdiği ölçüde.

    bu çok ağır gelirse daha uygun bir yasal düzenleme yapılmalı kara çarşaftan gözü yorulanlar tüm gün sinirden delirenler ve göt seyretmekten kendini alamayanlar 24 saat ereksiyon gezenler için, yani bütün kesimi kapsayacak rahatlık getirecek bir düzenleme yapılmalıdır. ama bunu toplumun kendisine bırakmamalı çünkü biz kendi sınırımızı çizerken bokunu çıkarıyoruz biraz. devlet kontrolünde olmalı ama bu da baskı değil mi?

    baskının gereği tartışılmalıdır aslında. çünkü demokrasi en özgür yönetim biçimi olmasına rağmen sadece insana hissettirdiğiyle kalır bütün ülkelerin politikalarının kapalı görünmez kafes usulüne göre düzenlendiği çok açıktır. komünist rejimlerde ise herkesin görebildiği bir kafes vardır insanlar bu parmaklıklar içinde yaşar. aynı değil mi?

    herkes kendine baksın arkadaş memlekete nizam vermek size bize kalmadı.bırakın bu kavgaları artık.
    0 ...