öncelikle, yoğun bi bitkisel ilaç kokusu insanın sıfatına çarpıyor. yok büyütücüdür, yok şişiricidir, indirmeyicidir, şudur budur... yığınla ilaç var içerde. adeta bir eczane amk. bi işe yarasalar neyse de, fasa fiso bi de hepsi. nıç nıç nıç.
neyse... beklediğimden nezih bi ortam çıktı benim gittiğim. misal, iki kız gittik biz. içerde bi müşteri vardı o an. tükkan sahibi bizi bekleme odasına aldı. karşılaşmayalım da deşifre olmayalım deyü. bunu takdir ettim mesela.
ondan sonracığıma, müşteri gitti ve içeri daldık. aman yalebbisi! bir de ne göreyim! karşımda kol gibi yarak. abartmıyorum lan. pipi filan demek isterdim de, olmaz yani. pipi denemez ona. çünkü hakkaten kolum gibi. kim kullanıyor onu ve nasıl kullanıyor bilemedim. bilmek de istemedim.
şaka malzemelerinin olduğu reyona fırlattım kendimi derhal o görüntü sonrasında tabi. alacağımı aldım, sonra paramı verdim çıktım dışarı. bi de tükkan sahibi amca "her erkeğin içinde biraz vardır" diyerekten bize ilginç öneriler de sundu. dedim "yok emce. şakacıklı şeyler yeter. ne ettin ya sen?"
işte böyle yani... ama o neydi ya? kol gibi ya! yemin ediyorum oğlum. kasıktan dize tabirini resmen görmüş oldum yapay da olsa. işte o andan beri de kafam 1 milyon zaten. gözümü kapatsam anında hayalime düşüyo. kabus gibi. insomniac oldum.