O neden burada? Hiç düşündün mü? Neden sana bu kadar yakın. Kavgalarında neden bu kadar tahammülkar. Ve sen neden hala inatla onun sivri gördüğün kısımlarını törpülemeye uğraşıyorsun? Belkide uzun zamandır ondan uzaklaşmadığın içindir. Hatırlasana arkanı dönüp gittiğinde geride kalan parlaklığa dayanamayıp baktığını... Hatırlasana gözüne batan sivri uçların bile ona nasıl bir ihtişam katıp ışıldadığını... Hatırlasana nasıl bir türlü geride bırakamadığını... Peki şimdi yanındayken neden gözlerini yumdum? O parlaklığın içinde kaybolmak varken sen hala neden vitrin süzmektesin? Vitrin camları aynadan yapılmış. Gördüğün tek şey kendi suratsız suratın. Ama aklının bir ucu o eskiden gördüğün elbisede. Kumaşı ucuz, dikimi bayağı, etiketi pahalı elbise... Üzerine geçirilmiş silik mutluluk eteklerinden kırpılmış adım attıkça dökülmekte. Hala onu giyip çırılçıplak kalma hayalinde misin yoksa? Ne çabuk unuttun biriktirdiklerin de yetmemişti onu almaya. Hala niye arıyorsun? Bilmez misin her yırtık kumaşın bir kör alıcısı olduğunu? Sen varolan gözlerine şükredip bak önündeki ışıldayana. Yaklaş ona korkma.Ateş değil ki yakmaz canını. Boşuna sakınma kanatlarından geriye kalan 3 tüyü ondan. Şimdi git ve aydınlığa karış onunla. Sakın geriye dönüp karanlığa bakma. Ben buradayım yalnızlığın kollarında...