2.
denizin taşıdıklarını da kesip kesip yakmıştın,
o bir zamanların şimdi uzakta kalmış ocağında
ne kalır ki, geriye?
3.
ateşinin dumanını da biriktirirsin
4.
her şeyden önce unutmaman gereken,
ateşinin hiçbir zaman tek bir düzeyde yanmadığıdır :
ateşin, ya harlanma içinde ya da sönme içindedir
ya yükseliş, ya iniş
5.
ateş, yanmakta olan odunlarla değil,
yeni yanmağa başlayan odunlarla yanar.
hep yakacak yeni odunlar bulan ateş, yükseliş içindedir;
yalnızca eski yanan odunları olan ateş,
inişe geçer.
6.
yanan odunlar tüten odunların dumanını da yakarlar.
7.
yanamayan odun, tüter.
ateşin, bazen, yalnızca tüter: yanamamaktadır
dikkat etmen gereken, ateşe yanyana ve üstüste koyduğun odunların
biribirlerine olabildiği kadar yakın olmaları; ama hiçbir zaman
bitişik ve binişik olmamalarıdır : ateşi yakan, ısı olduğu kadar,
havadır belki daha da çok
8.
ateşin tütüyorsa, bil ki bir şeyleri yanlış yapıyorsun.�
9.
tek bir odunu yakamazsın: odunlar ancak başka odunlar
yanıyorsa, yanar her bir odunun yanması, öteki her bir
odunun yanmasına bağlıdır: hepsi için ayrı ayrı; ve,
hepsi birlikte, karşılıklı
10.
alttaki odunun yanması, üstünde yanmaya başlamış bir odunun
bulunmasına ve üstteki odunun yanması, altında yanmakta olan
bir odunun bulunmasına, bağlıdır.
odunlar yalnız yanmazlar.
11.
ateşini yakmağa başlarken, çıra parçalarını çok dikkatli
kullanmalısın: fazla koyarsan, ya gereksizce büyük alevler
elde edersin, ya da yanamayan çıra parçalarındaki reçinenin
tütmesine yol açarsın; az koyarsan, hem kalın odunları
tutuşturacak kadar alevin olmaz, hem de, yanamayan odunlar
tütmeğe başlarlar tam ölçüsünü, tam yerini, tam zamanını
bulmalısın, ateşini yakmağa başlarken.
12.
ateş, bir kez yanmağa başlayınca, senin denetiminden
çıkar gibi olur ama, unutmamalısın ki, kendi haline
bırakılan ateş, gerçi, koşullar uygunsa, harlar; ama,
kısa zamanda, yakabileceklerini yakarak, tükenme sürecine
girer: ateşin ilk niteliği yayılmaksa, son niteliği de, tükenmektir.
bu yüzden, ateşini beslemen gerekir: tam zamanında, tam yerine,
yeni yanacak odunlar koyman; belirli bir yanı tükenmeğe
yüz tutmuş odunları biribirlerine göre çevirmen; yanamayarak
tütmeğe başlamış odunları yanabilecekleri bir konuma getirmen
bir sürü düzenleme, ayarlama
ateşini kendi haline bırakamazsın bırakırsan, tükenip söner