günün birinde hafif basık ve tıka basa kitap ve aynı oranda öğrenci dolusu bir mekanda koştururken bir insan gördüm. gözlerinin içi parlayan, sakin ve yüzünde tatlı bir gülümsemeyle. adetim değildir, birine, kimsin nesin diye sormak! ama karşımda dikilmiş en tatlı en güzel en insan yanıyla duran bu varlıkla bir şekilde iletişime geçesim geldi. başka başka sebeplerden dolayı da kanım kaynamış olmalı. konuştukça gözlerinin içi harelenen bir insandır bu tek tasimi sevgilim aldi... ne dedik (aslında dememişim hala) hayat türlü tesadüflerle dolu. iki insan tanışması gereken yerde değil tanışması güç olan çok uzak bir yerde karşılaşıp tanışıyor. ortak noktalar, arkadaşlar bilinen ve bilinmeyen her şey ve gülen gözler. esasen bunlar ufak iş. en büyük iş ileriye taşımak, güzel aydınlık ve ferah günlere hala gülen dünyalar güzeli bir çif gözü götürebilmek. işte ben, kendisinden bunu diliyorum. gözlerinin içi hep gülsün.