ders çalışmaya karar verdikten sonra yapılanlardır.
ilk önce ''yahu nerede bu kitaplar?'' dersiniz. ihtiyacınız olanları kitaplığınızdan zar zor bulursunuz. ardından ''ne kadar da düzensiz bir kitaplık bu azizim?'' dedikten sonra hummalı bir temizlik ve düzenlemeden sonra kitaplık güzel bir hal alır ve içiniz rahat bir şekilde çalışma masanıza oturursunuz efenim. lakin masada 2 kitap koyacak boş alan yoktur. boş tabaklar, bardaklar yıkanır, masa üzerindeki gereksiz şeyler de çöpe yollandıktan sonra masanın üstü sarı bez* ile güzelce silinir. tam kitap defter açılıp çalışmaya başlayacakken ''yahu madem bu kadar iş yaptım, odanın geri kalan kısmını da toparlayayım.'' dersiniz. saatlerini harcamışsınızdır çoktan ve bünye o kadar işten sonra yorgun düşmüş, kokmuştur. duştan çıktıktan sonra ''azıcık kestireyim bari.'' dersiniz ve kafadan 2 saatiniz de gider. ve nihayet masanıza oturursunuz fakat o da ne, bir anda odanın diğer ucunda renki renkli belirip adeta ''gel beni çöz.'' diyen rübik küpü denen illet girer kanınıza. 10 dakika sonra ''yok böyle olmayacak, yutuptan bakayım çözümüne.'' dersiniz. biraz denedikten sonra canınız acayip sıkılır, kaybedilen güveni tekrar kazanmak için diablo 2* oynanır ve dancınlarda çılgın ata ata bünye kendine gelir. neyse ki en başta aldığınız kararı unutmuşsunuzdur, yarınki sunum da büyük ihtimal g.te girecektir artık.