hiç "abi bu adam nasıl sosyalist banka rehlamında oynuyo" sığlıklarına girmeye gerek yok. zira camel içen solcu başlığı açanların kafasıdır bu. bunu yerine direkt olarak somut olaylar üzerinden gidelim. rutkay aziz konuşmasında şili'deki öğrenciler\türkiye'deki öğenciler analojisi üzerinden sistem eleştirisi yapıyor, sözüm ona büyük cesaret örneği göstererek muhalif duruş sergiliyor. külliyen düzmece... tepeden tırnağa, oğuz atay'ın tutunamayanlar'da üstüne çarpı çektiği kofti aydın tutumu... sen ki rutkay aziz'sin, aklın neredeydi, Berna Yılmaz ile Ferhat Tüzel tutuklanalı 19 ay olmuş serbest bırakıldıkları gün ortaya çıkıp parsayı topluyorsun. rutkay aziz tanınırlığındaki bir tiyatro sanatçısının bu davaya ilgisi daha yoğun olsaydı, mesela bir gün anahaber bülteninde kendisini Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzel'i cezaevinde ziyaret edip basın açıklaması yaparak kamuoyu oluşturma çabası içerisinde görseydik konuşması o zaman anlamlı olurdu. 19 aydır akıllar neredeydi? daha dün tutuklanmadı ki bu öğrenciler? ülkenin "aydın" diye lanse edilen, sosyal sorumluluk ödülleri alan göz önünde insanları bu tutumdayken bir de "neden şili'de devrim de türkiye'de 19 ay hapis?" diye soruluyor... cevabı çok basit. türkiye'de aydın geçinen insanlar türkiyeli öğrenciler ve gençler kadar cesur değil! genç muhalifler, öğrenciler eylemlerde fakat sosyal sorumluluk projesi ödüllerini götürenler, salonları doldurmuş grantuvalet kalabalıklara ateşli konuşmalar yaparak gaz almakla meşguller... bu yüzden şili'de devrim, türkiye'de cezaevi... yoksa iktidar her yerde iktidarlığını yapıyor, şili'deki mücadeleler de güle oynaya olmadı bunun bilincindeyiz. esasen rutkay aziz çok övülen konuşmasında mücadeleye destek falan olmuyor, sadece muhalif gibi görünüp reelde iktidar sahiplerine sitem eder bir pozisyona düşüyor. çünkü mücadelenin içinde değil. "bakın şili'deki iktidar ne güzel gençlere istediklerini verdi siz niye naz yapıyorsunuz, çok güceniyorum" demektir bunun daha türkçesi, ki buna mücadele denmez, muhalif duruş hiç denmez...