öncelikle ilköğretim açısından ele alalım.
parasız eğitim ülkemizde ilköğretim lise ve üniversitede geçerli bir uygulama, en azından teorikte öyle. masrafların büyük çoğunluğu devlet tarafından karşılanmakta. bu sistemin artısı şüphesiz ki daha çok insanın okuyabilmesi. eksisi ise eğitimin kalitesizliği diyoruz. zira kalabalık eğitimi kalitesiz hale getiriyor imiş. paralı olunca bu kalabalık azalıyor kalite artıyormuş. daha çok mesleki kurslar yaygınlaştırılmalıymışmış.
öncelijkle ilköğretim eğitimi 8 yıl zorunlu eğitimdir. öğretim değil bak eğitim. kişinin kendini geliştirmesi, donanımlı olması için. zira normal bir vatandaşın hayatını idame ettirebilmesi için asgari donanımı vermek de bu eğitimin temel amacıdır. ilköğretimi paralı hale getirmek sadece imkanı olan insanların bu eğitimi alma hakkına sahip olmasını gerektirecektir. ve fiyatına göre eğitimin kalitesi artacaktır bu da fırsat eşitliğine apaçık aykırıdır. zaten bu yüzden aihs ile eğitim öğrenim hakkı güvence altına alınmıştır. ilköğretim sisteminin standartlarındaki problemin temeli öğretmenlerin daha az kalifiye olması denebilir. bunun temel nedeni ise yine eğitim sistemidir çünkü öğretmen yetiştirirken daha fazla üzerine düşmek gerekecektir ki onların yetiştireceği bireyler tam anlamıyla aldıkları eğitimi özümseyebilsinler. yani paralı olması hiçbir şeyi çözmeyecektir.
ortaöğretim kurumlarına gelince, kişiler bu kurumlarda zaten belirli bir mesleğe yönelme hakkına sahip olabilecekleri gibi buna henüz gerek olmadığını veya karar vermeye henüz hazır olmadıklarını düşünerek genel liselere veya yabancı dil ağırlıklı birtakım daha kaliteli eğitim veren liselere yönelebilirler. tabi ilköğretimdeki ve geçiş sınavındaki başarı daha başarılı okullara yerleşmeleri için kriter olarak ele alınmaktadır. bir de özel liseler mevcuttur. bunların eğitiminden faydalanmak için genel olarak gereken kriter paradır. çok başarılı öğrenciler gelebileceği gibi başarısız öğrenciler de bu liselerde kaliteli eğitim alabilirler buralarda. ilk bakışta özel kurumların daha iyi eğitim verdiği görülür çünkü daha iyi öğretmenlere imkanlara sahiptir. ancak devlet kurumunda öğretmenler benzer imkanlara sahip olsalar özel kurumları tercih etmeyeceklerdir. ve devlet kurumlarında başarı odaklı bir şekilde öğrenciler yerleştiği için seviyeler birbirine yakındır, sınıfların zaman içinde bir tarzlarının oluşması mümkündür. özel kurumlara yerleşen başarılı öğrencilere ise sınıfların seviyesi düşük gelebilir.imkanların para ölçüsünde olması yine sisteme alternatif olan değil çomak sokan bir durumdur.
üniversitede ise vakıf okullarına yerleşen ve orada aldığı öğretimi haketmiyor olan insanlar da mevcuttur. dolayısıyla almış olduğu o öğretim eğitimiyle birleştiğinde ideal bir sonuç ortaya çıkmamaktadır. dolayısıyla kendisi kalifiye bir eleman olarak ortaya çıkmayacaktır. tabi ki bu genel için geçerlidir demek doğru olmaz. ama mevcut sistemin zaten açıklar vermesinin temel sebebi eğitime dışardan sağlanan ekonomik akıştır. paralı eğitim aksine tüm kurumların parasız olması kanımca olması gerekendir, standardı da bu sağlayacaktır. ortada bir standart olmadan sorunların üstüne gitmek mümkün değildir zira.