kuran canlı bir varlık olmadığı için gerçekleşemeyecek eylemdir. tanım olsun diye yazdım. ben de başlığı açanın yolundan gidiyorum ve ad aktarmasını anlamamış oluyorum.* neyse sorun bu değil.
kalp evrensel olarak duygu ve maneviyatla ilişkilendirilmiştir. beyin ise akıl ve mantıkla. her ikisini de kullanırsak doğruya ulaşabiliriz. bilinmezliği ve şüpheyi araç olarak kullanmak lazım bazı zamanlar. kuran da sürekli kalpten bahsetmesi inanç doğrultusunda sürekli duygu ve maneviyatımıza yönelmemiz gerektiğindendir.
ayrıca akıl ve mantık doğrultusunda düşündüğümüzde: kuran da her şey apaçık verilseydi insanların hepsi buna inanırdı. hangimiz şu an bir mucize görsek inanmayız. tamam mucize görünce bilimle açıklamaya herkes çalışır. ama ben gökyüzünde, atıyorum, kargaların allah ya da muhammed yazmasından bahsediyorum. bunu kim görse inanmazdı ki? yani buradan şunu çıkarabiliriz. hayatta bir sınav mantığı var. her şeyi apaçık görseydik bunun bir anlamı olur muydu? işte şüpheyi böyle araç olarak kullanırız.
beyin ve kalp herkeste var ama aynı zeka herkeste yok. zeki insanlar çevresini sorgulamayı, olayları bilimle açıklamayı çok severler. ama zeki olmayan sıradan insanların etrafındakileri düşünebilmesi sınırlıdır. burada kalbi devreye girer. etrafındakileri sorgulayıp din yoktur sonucuna ulaşma kapasitesi olan insanlara bakalım. * kalbini kullanmıyor. *
yani sonuç olarak şunu diyeceğim. kuran da bize bir mesaj var. mesaj ise kalbini kullan... her şeyi size apaçık söylerdik ama yaptığımızın bir anlamı olmazdı diye ucundan dokundurmakta aynı zamanda. ayrıca beyin beyin diye tutturmuş yazar. herkesin zekasının farklı olması adalet olamaz zaten. burada kalbini kullanmanı isterken sen somut olarak ulaşamadıklarını reddediyorsun. zekan yeterli olsaydı anlardın dediklerimi. ama allah adaletli olduğu için sana bir de kalp vermiş. hala zamanın var joe...