"8.bölüm - çaçaoğlu, namazdan daha üstün nedir diye sordu.
(mevlânâ), bir kere dedi, namazın canı namazdan üstündür diye bu soruya cevap vermiştik, etraflıca
anlatmıştık, ikinci cevap da şu:
iman namazdan üstündür. çünkü namaz, beş vakitte farzdır; imansa sürüp giden bir farz. namaz, bir
özürle kılınmayabilir, geciktirilmesi caizdir; burda da imanın namazdan bir üstünlüğü var; çünkü iman hiç
bir özürle bırakılamaz, geri atılamaz. namazsız imanın faydası vardır, imansız namazsa fayda vermez; iki
yüzlülerin namazı gibi. her dinin namazı bir başka çeşittir; fakat hiçbir dinin imanı değişmez. namazın
şekilleri, kıblesi, başka şeyleri değişebilir; daha başka farklar da var; dinleyenin zevkine, özleyişine göre meydana çıkar. "hiçbir şey yoktur ki onun hazineleri katımızda olmasın, fakat onu, ancak bilinen miktarda indiririz." dinleyen, hamur yoğuranın önündeki hamura benzer; söz de suya benzer. hamura, ne kadar su gerekse o kadar su döker.
gözüm, bir başkasına bakıyorsa ne yapayım ben?
kendinden şikâyetlen; çünkü onun ışığı sensin.
gözüm başkasına bakıyor, yâni başka bir dinleyen arıyor senden başka; ne yapayım ben, gözümün
ışığı sensin. sen, senliğindesin, kendinden, varlığından kurtulmamışsın ki aydınlığın yüz bin kat artsın."