eger sizde olum ben bu kiloyla hayatta spor mpor yapamam diyorsaniz amerikan futbolu sizin icin bicilmis kaftandir. hayatinizdaki en mukemmel dakikalari yaklasik bir haftalik agir bir antremandan sonra sahaya cikarsiniz ve size verilen gorevleri yaparak gecirirsiniz. bu isin cok zor gibi gozuken yanlari icine girildikce duygusallikla birlesir ve sizi mutlu eder.
matrix diye bir olay vardir bu sporun antremanlarinda. bu olayin temeli sudur. koc agzina bir duduk alir ve caldigi anda ayaklarinizi sag sol yaparak seri sekilde cirparsiniz. koc icin hiziniz hic yeterli degildir. daha sonra duduk calar ve sevinirsiniz cunku yere yatip sinav kismi baslar. ve bu seferde ayaga bir an once kalkmak istersiniz cunku kollariniz dayanilmaz sekilde yorulmus ve agrimaktadir. koc tekrar duduk calar ve ayaga kalkip tekrar sag sol yaparsiniz. iste bu antreman surer gider. aci verdigi bir gercektir ama en tatli acidir bu aci.
sizden 50 kilo fazla olan adamlarin sizden daha hizli kostugunu gordugunuzde oha sesleri nidasinda olaya sasirirsiniz. bu adamlar gibiler yani 130-140 kiloluk adamlar (ben 90 kiloyum) evlerinde kucaklarinda cipsleri kilolarina kilo katmaktadirlar. ama takimdakiler en hizli kosmak icin birbiriyle yarismaktadirlar. iste bu sekilde amerikan futbolu takiminiz gelisir ve gelisir. 140 kiloluk linebacker yani cizgide ilk karsilayanlardan biri, tam 30 fd ceylan gibi bir adamin arkasindan kosmus ve tuchdown(tam sayi demektir. 6 puan verilir.) yapmasina engel olmustur.
kilolariyla basi dertte olan arkadaslara siddetle onerdigim bir spordur. baslayanalardan bu sporu birakan veya sevmeyen yoktur.