kendisini de çevresini de yoran insan, herşeyde bir olumsuzluk bulmayı başaran, nadiren birşeyleri olumlu bulsa da her an tüketebilme kapasitesi olan, hayatı kendine olduğu kadar diğerlerine de çekilmez hale getiren, çoğu zaman bunun farkında olan ama elinden bir türlü birşey gelmeyen insandır.
elbette melankoli bir süreçtir, kışın ardından gelen bahar gibi, psişe de tohum verip çiçek açacaktır. fakat mesele belki de iklim değişikliği sebebi ile doğada olan gibi bir yaz bir kış bir sonbahar sonra yine yaz gibi aslında insan eliyle bozulmuş dengesiz döngüler olması gibidir. çünkü yine insan kendi kalp elleri ile seçimler yapar ve psişesinin iklimini değiştirir. ruhunda bazen çiçek açar ama bazen de fırtınalar eser, karanlık bulutlar kaplar zihnini, yüreğini. bu düzensizlik ve kış hali uzun sürdükçe ruhun da melankolik hali katmerlenir, hiç çıkamayacak içinden sanır, hep böyle olacak, hiç bahar gelmeyecek, hep korunması gerekecek sert esen rüzgarlardan sanır.
oysa ki teslimiyet önemli, doğal olana teslimiyet, iniş çıkışların hayatın bir parçası olduğunu kabullenme teslimiyeti. tersi oldukça, baş kaldırdıkça insan, kafa tuttukça yaşanan tecrübelere, melankolik hal de kafa tutar. hani kaçan kovalanır misali.