Gittim, gördüm, geldim: şehir almış başını gitmiş: yeniden imar ediliyor...
üsküp'ün doğusunda müslümanlar var; batısında hıristiyanlar. ve şiirde denildiği gibi:
east is east; west is west! and never the twain shall meet! şehrin doğu'su ile batısı arasında öylesine büyük farklılık var ki!
zenginlik, güzel kadınlar, modern binalar, gösterişli iş ve alışveriş merkezleri, pahalı otomobiller, üsküp'ün batı'sında...
makedonya'nın yüzde 65'i saymaca hıristiyan, yüzde 35'i müslüman: üsküp'ün doğusunda fatih çarşamba'daki kadar çok türbanlı var.
ancak makedonya'nın hıristiyan nüfusu da 'dinsiz' yugoslav deneyiminden sonra hıristiyanlığı yeni keşfetmiş.
yani her iki tarafta, hem doğu'da hem batı'da din yükselişte: 1963'te 9 büyüklüğünde bir deprem üsküp'ü yerle bir etmiş.
şimdi hıristiyan makedonlar, tüm yıkıntı kiliselerini sifirdan, yeniden yapıyorlar. gıcır gıcır, bol cemaatli kiliseler egemen artık şehre.
hatta, camilerin yükselen - hepsi osmanlı'dan kalmış - ninarelerine nazire, üsküp'ün 1066 metre yüksekliğindeki vodno tepesine, 66 metre yüksekliğinde dünyanin en büyük haçini dikmişler. öyle böyle değil, şehrin her yerinden görünüyor!
özellikle dağılan yugoslavya'nın hıristiyanlarında, böyle bir kompleks var: haç dikmenin bir benzerini bosna'da mostar'da görmüştüm.
yani yükselen sadece islami 'fanatizm' değil, aynısının tıpkısı hıristiyanlarda da var.
3 tam günümü üsküp'ün dört bir yanını gezerek, insanlarla söyleşerek geçirdim.
tepeye diktikleri dev haç'ı, geceleri de işiklandiriyorlar. heryerden ışıl ışıl görünüyor. ama öyle bir havada ki...
sanki ku klux klan, bir kaç müslümanı yakıp üstlerine de haç dikmiş gibi: valla geceleri ışıklandırılınca ku klux klan üsküp'ü basmış hissi veriyor insana.
rte de (geçtiğimiz hafta bir osmanlı camisini tamir etmişti türkiye), onun açılışını yaptı biliyorsunuz.
bir de dedi ki: siz makedonlar bizden önce avrupa birliği'ne girersiniz, bak buraya yazıyorum.
valla bu haliyle üsküp'ün doğusundaki müslüman mahallesini ab'ye almaz, kapsam dışında bırakırlar.
makedon hükümeti makedonya müslümanlarını, onların kutsallarını ve onların mahallerini allah'a havale etmiş.
Ama gıcır gıcır kiliseler yapmışlar; orta çağda orada bir kilise varmış da osmanlı yıkmış.
ilk kez tika'ya, bu kadar sempati duydum: makedonya bana tika denilen 'türkiye'nin dostlarına yardım' kuruluşunu sevdirdi.
eskiden fazla milliyetçi, casusluk yapan bir türkiye organizasyonu diye sempatim yoktu tika'ya...
rte'nin açtığı camiyi de tika onarmış: umarım sadece camii onarmakla yetinmez...