islam öncesi konumu ile sonrasındaki konumunun neden farklılaştığının daha doğru tahlil edilmesi gereken topluluk.
öncelikle türkler müslüman olduktan sonra kadının türk toplumu içindeki pozisyonu geriledi demek çok basit ve ucuzca bi laftır. nitekim türkler müslüman olduktan sonra da türk kadını islam öncesindeki rolüne benzer roller üstlenmiştir. bacıyan i rum teşkilati selçuklu döneminde kurulmuştur. yine hindistan ve misir'daki türk kölemenleri, memlükler ve gazneliler, arasında sultaneler dönem dönem idareyi ele almışlardır. ünlü gezgin ibn batutta türklerin müslüman olduktan sonraki erken dönemde kadına olan saygılarını uzunca anlatmaktadır. eski türk adeti olan han'ın hatun'u olmadan resmi bir iş yapamayacağı geleneğinin sürdüğü buradan okunmaktadır.
kanaatimce ne oluyorsa osmanlıların istanbul'u fethinden sonra oluyor. fatih sultan mehmetüçüncü roma gibi davranıyor ve önceki iki romanın mirasına el atıyor. osmanlılar bizanslılardan 'harem'i alıyor ve bunu arap-islami usulle yorumluyor. harem kültürü halka sirayet ediyor ve kadın eve hapsedilmeye başlanıyor. osmanlıda taasubiyet başlıyor. Yavuz sonrası getirilen mısır ulemâsının etkisini unutmamak gerekir. kanuni döneminde yaşanan kadın etkisinin, hürrem sultan, halk nezdinde olumsuzluğu ayrı bir etken.
tıpkı osmanlı gibi türk ve sünni olan hint diyarindaki babür imparatorluğunda ise türk kadının tarihi farklı şekilde ilerliyor. babürler eski türklerdeki kadına saygı ve sevgiyi daha iyi muhafaza ediyorlar, bunda hint kültür mirasının destekçi öğelerı barındırmasi ayrı bir etken. mumtaz mahal anisina ihtişamlı tac mahal inşa ediliyor, nurcihan imparatorluğa hükmediyor. babür minyatürlerinde erkekler tıfıl resmedilerken, kadınlar kendine güvenen bir şekilde ve gayet rahat tavırlı şekilde resmediliyor. burada devreye babürlerin üzerine kondukları miras etken oluyor.
osmanlıların çağdaşı şii türkmen safevilerde ise kadının durumu yine osmanlida olduğundan farklıdır. osmanlı ve safevi tarihinde iki imparatorluk arasında çeşitli dedikodulara konu olmuş taçlı begüm hadisesi vardır. taçlı begüm güzelliği, cesareti ve yiğitliği ile nam salmış bir türkmen kızıdır. şah ismail ile seferlere kendisini de götürmesi koşuluyla evlenmiş, ok-yay kullamasını ve güreşmeyi bilen, tıpkı dede korkut hikayelerinde de geçen tipik bir türkmen kızıdır. bu seferlerin birinde osmanlılar tarafından esir edildiği söylenmeketdir. asıl bahis burada şah'ın eşinin sefere çikmasıdırki, bunun da konan miras ile alakası vardır. osmanlının aksine safeviler daima türkmenliklerini öne çıkarmışlar, türkmen mirasına atıf yapmışlardır.
kısacası, anadolu'daki sünni türk kadının kültürel olarak daha geride kalması osmanli imparatorluğunun konduğu, daha doğrusu atıf yaptığı mirastan kaynaklanmaktadır. **