where the wild roses grow

entry31 galeri video1
    7.
  1. bir çeviri de benden. çok sevdiğim bir kankamın hatırına;

    vahşi güllerin yetiştiği yer - nick cave

    yabani gül derler bana
    ama benim adım ay çiçeği'dir
    neden beni böyle çağırırlar bilmem
    aslında adım bu iken

    ilk günden beri biliyorum, onun gibisi yok
    bakarken gözlerime gülümsemesiyle
    gül dudaklarının rengiyle
    kan kırmızılığı ve yabaniliğiyle, nehrin uzaklara aktığı yerde filizlenen

    kapımı çalıp da odaya girdiğinde
    ürkekliğim sona erdi onun güvenilir kucaklayışıyla
    ilk erkeğim olacaktı benim, ve sildi yüzümde akan gözyaşlarını
    dikkatli bir dokunuşla

    ikinci gün bir çiçek götürdüm ona
    gördüğüm her kadından daha güzeldi
    dedim ki;'bilir misin böyle tatlı, kırmızı ve özgür güllerin nerde yetiştiğini?'

    ikinci gün tek bir gülle geldi elinde
    'bana kayıplarını ve kederini sunacak mısın?' dedi
    Kafamı salladım uzanmışken yatağa
    Dedi ki;'eğer sana gülleri gösterirsem beni takip edecek misin?'

    Üçüncü gün beni nehire götürdü
    Gösterdi gülleri bana ve öpüştük
    Ve son duyduğum mırıldanılan bir kelimeydi
    Karşımda dururken, bir taştı avucunun içindeki

    Son gün onu vahşi güllerin yetiştiği yere götürdüm
    Ve o uzandı kıyıda, rüzgar bir hırsız kadar hafifti
    Bir veda öpücüğü verirken, dedim;'tüm güzellikler ölmeli'
    Ve eğildim ve bir gülle süsledim onun dişlerini
    2 ...