ekşi sözlükte bir elemanın başlatmış olduğu, benimde 2-3 yıldır düşündüğüm oluşum gibi bir şey. her neyse elaman bildiride yayınlamış. aynen kopyalıyorum, daha sonra kendi yorumlarımı da ekleyeceğim.
büyük sorunları onları yaratan düşünce sistemiyle çözemezsiniz der einstein. ayrılıkçı türkler grubunun oluşmasında bu düşüncenin payı büyüktür. kürtlere 1920den beri uygulanan politika bu sorunu türkiyenin altından kalkamayacağı bir hale getirmiştir. en azından şuanki düşünce yapısıyla
burada toplumsal olarak bilinen yanlış bilgilerin de payı büyük. aşırı hümanist, kimseyi kırmayalım yaklaşımının da bu sorunu körüklediği apaçık ortada. bu görüşü 2 temel başlıkta inceleyebiliriz.
kürtlerden neden ayrılmalıyız?
kürtlerden nasıl ayrılmayız?
kürdistan eyaletinin osmanlıda tanzimat nedeniyle 1830dan beri isyan ettiği apaçık ortadadır. dolayısıyla türkiye cumhuriyeti olmasa bile varolan bir otoriteye karşı her zaman direnç göstermişlerdir. bu direnci göstermelerindeki sebepte haklı olabilirler. ileride de bahsedeceğim üzere bu direncin türk halkına kaybettirdikleri ayrılıkçı türkleri asıl ilgilendiren konu. bu yüzden kürt halkına devletin bir parçası olarak güvenmek, düzenli vergi vermelerini, toplum dinamiklerine bağlı olacaklarını düşünmek tarihe ve günümüze baktığımızda gerçekçi değildir.
2008de cemil çiçekin açıklamasına göre terörün bugüne kadar türkiyeye zararı 300 milyar $. her yıl 15 ila 20 milyar $ para akıtılmakta. dolayısıyla bu rakamın günümüz itibariyle 400 milyar $a yaklaştığı açık. gap projesinin 32 milyar $a mâl olduğu dikkate alınmalıdır.
neden ayrılmalıyız sorusuna cevaplardan en etkilisi ise kürtlerin terörü destekleyen bdpye verdikleri destek. türkiyede 10~12 milyon kürdün olduğu tahmin ediliyor. son yerel seçimde ise bağımsızların aldığı oy 3 milyona yakın. güneydoğu anadoluda doğurganlık oranının anne başına 4.3 çocuk olduğu düşünüldüğünde toplam kürt nüfusunun çok büyük bir kısmının genç nüfus olduğu ve oy veremedikleri ortada. 1980de ise bu oran 6.01, 2000de ise 7. dolayısıyla kürtlerin yarısına yakınının türk halkına karşı olduğu tahmin edilmekte. buna batıda yer alan fakat bdpnin bağımsız aday göstermemesi sebebiyle başka partilere oy veren kürtleri de dâhil edersek %50 oranına yaklaşmak saçma değildir.
türkler ve kürtlerin dost olduğu sanrısı da bu bölünmeyi engelleyen etmenlerden. trakya, lazistan ve anadolu halkları sürekli pkk ve vergiler yüzünden kürtlere karşı nefret söylemleri sarf ederken kürtlerin de ortamı yumuşatma gibi bir gayretleri yok. özellikle lozan görüşmelerinden önce mustafa kemal atatürkün kürtlere özerklik vaadi vermesiyle ve 1924 anayasasında bu vaadinden caymasının ardından kürtler seslerini yükseltmişlerdir. zaten o dönemin gazetelerine veya nutuka baktığınızda da ayrılıkçı kürtler kazanıldı gibi manşetler dikkat çekiyor. dolayısıyla kürt halkının bir bütün olarak her zaman türklerin yanında olduğunu düşünmek tarih bilmemektir.
bu konuya millet mozaiği olarak bakmamak gerekiyor. pek çok elitist önce yunanları, sonra ermenileri, şimdi de kürtleri kaybediyoruz diyerek durumu tamamen ajitasyona dökmektedir. evet yunanları kaybettik ve kaybetmeseydik belki şimdi battıkları çukura bizi de batıracaklardı. belki ermenilerden o dönemde ayrılmasaydık taşnak çetelerinin de kışkırtmasıyla, 1950ye doğru hitler almanyasının da etkisiyle bu sefer gerçekten soykırım yapacaktık. belki kürtlerden 1920de ayrılsaydık 400 milyar $ olmasa da iyi kötü tahminle 200 milyar $ bu halkın ihtiyacına harcanmış olacaktı. dolayısıyla toprak açgözlülüğüyle bu konuya bakmak çok yanlış.
türkiyenin doğudan gelen kazancı neden ayrılmalıyız sorusuna cevaplardan biri. türkiyenin enerji üretiminin sadece %5lik bir dilimi bdpye destek veren illerden sağlanıyor. yapımı bir türlü bitmeyen ılısu barajı dâhil edildiğinde bu oran %10a çıkabilir. fakat kaçak elektrik sebebiyle buradan gelen elektrik türk halkının bir işine yaramamakta. daha net izah edersek; 2010 yılı itibariyle türkiyenin yıllık elektrik üretimi 210.000 gwh. olası bir bölünmede türkiyenin güneydoğu anadoluda kaybedeceği barajlardan gelen elektrik üretimi ise 10.000 gwhtir. ılısunun 4.000 gwh üreteceği tahmin ediliyor. %10 oluyor o da dâhil edilirse. 2008 rakamlarına göre dicle bölgesinde (4 il) yıllık 3993 gwh kaçak tüketim göze çarpıyor. öte yandan 2008 rakamlarına göre tüm türkiye kaçak elektriğinin %17si mardin, siirt, batman ve şırnak sayesinde olmaktadır. sadece mardin %10! dolayısıyla rakamlara döktüğümüzde türkiyenin o bölgeye yaptığı baraj yatırım parasını geçelim gelen elektrik üretiminden bile kârı yoktur. şimdi bana söyleyin. bir yere baraj yapıyorsunuz. oradan üretilen elektrik tüketilenden az. göz göre göre batmanızı mı seyredersiniz yoksa kesip atarmısınız?
kürtlerin demokratik özerklik isteği türkiyenin kazancı değildir. kürtlerin ayrılıp ayrı ülke kurmaları özerkliğe nazaran çok daha mantıklı ve doğrudur. zaten kürtlerin de ayrı ülke kurmak gibi bir istekleri yok.
modern bir ayrılma yani ayrılan halkların birbiriyle yaşaması mümkün değil. olası bir ayrılmada milliyetçi sağcıları zapteden türk kürt kardeştir sözü anlamını yitireceği için iç savaş çıkması işten bile değildir. buna ilave yukarıda bahsettiğim gibi kürtlerin yarısının bdpye destek verdiği düşünüldüğünde kürtlerin batıda kalması türk halkına haksızlıktır, hakarettir.
dolayısıyla en mantıklı olan ayrılmadan önce söze dayalı etnik sayım yapmak ve bölünmenin ardından mübadele yapmak. kendini türk hisseden batıda kalabilir. fakat kürdüm diyorsa doğuda kalan türklerle yer değiştirmelidir. kürtler 90 yıldır verdikleri bağımsızlık mücadelelerinin neticesini alırlar, doğudaki türkler de en iyi şekilde ister batı kırsalına ister batı şehirlerine yerleştirilir.
ayrılmada hangi şehirlerin ayrılacağı ise bdpye verilen destek doğrultusunda incelenebilir. internette milliyetçilerin hazırladıkları haritalar kürt sorunuyla alakasız olduğu için o harita üzerinden fikir beyan etmek yersiz olur. 2011 seçim haritasının yardımıyla pkknın %60 ve üzeri destek bulduğu şehirlerin türkiye toprakları içerisinde kalmasına imkân verilmemelidir. örnek: diyarbakır, batman, mardin, şırnak, hakkari van, siirt, bitlis, tunceli gibi sağı solu belli olmayan şehirlerin akıbeti asıl düşünülmesi gereken konu. yukarıda da bahsettiğim gibi sadece mardinden ayrılınsa kaçak elektrik %10 azalıyor.
bahsettiğim şehirlerin temelinde bir ayrılığın ardından türkiyenin iraka sınırı kalmadığı için olası bir terörist akışından tamamen muaf olacak. yeni sınırda kullanılacak materyaller bakımından. öte yandan van hiç olmadı ağrı, ığdır ile iranla sınırı devam ettiği için petrol ve doğalgaz akışı sekteye uğramayacak. kerkük yumurtalık boru hattı sekteye uğrasa da amerikanın petrole olan ilgisi sebebiyle kürdistanın bu boru hattındaki akışı keseceğini sanmıyorum.
önümüzde duran bu göstergeler ışığında türklerin kürtlerden ayrılması günümüzde yapılması gereken eylemlerin başında gelmektedir. yıllardır türklerin türk kürt kardeştir, vatan bölünmez gibi sonucunu düşünmeden fırlattığı sloganların ceremesini ileride yine şuanda genç olan bizler çekeceğiz.