1) defalarca basılmış, onlarca askerin öldüğü bir yer. 5 -6 tane barakadan oluşmuş, kabak gibi bir yer. çözümün insani yönlerini geçtim hadi, salt askeri açıdan bile o karakolu, maruz kaldığı tehdite göre yapılandırmayanlar sorumludur. belli kaç kere basılmış, neden?
ama önemli değil ki, bir tane ölür bin tane daha gelir, asker dediğin nedir? askerlik yan gelip yatma yeri değildir, öyle değil mi? öyle demiyor mu başbakanınız olacak adam recep tayyip erdoğan?
dağlıca baskınından sonra , bazı askerler kaçırılınca, bakan mehmet ali şahin: askerlerin serbest bırakılmalarına sevinmedim, dememiş miydi, zımnen keşke ölseler anlamına gelen bu sözleri sarfetmemiş miydi? siz de koyun gibi efendilerinizi seyretmemiş miydiniz? evlat kendinin olmayınca, uçması atması kolay tabii.
2) dağlıca belgesi, taraf gazetesi tarafından patlatıldığında, hani tüm birimlere 9 gün önceden bütün detayları ile bu eylemin istihbaratının verildiği belgesi, ortaya çıkınca, genelkurmay pek de inandırıcı olmayan bir açıklama yapmıştı. şimdi merak ediyorum , bu eylemin istihbaratı var mıydı?
3) pkk'sı, türkiye'si hepsi amerikan emperyalizminin kucağına oturmuşken, tetiği çeken pkk olsa bile, kim ulan bu çocukların katlinden sorumlu olanlar? kim bu sorunu çözmeyip de bundan her türlü rantı sağlayanlar? kim hrant dink'in öldürüleceğine dair istihbaratı sümen altı eden albayı görevden alıp yargılamak yerine, alelacele bursa'ya tayin edenler? kim ulan, mersin'de türk bayrağı yaktı kürtler haberini yayanlar, o eylem ergenekon terör örgütü'nün provokasyonu çıkınca, susanlar kim?