en güzel günlerimin üç melun adamı var.
ben sokakta rastlasam bile tanımayayım diye
en güzel günlerimin bu üç melun adamını,
yer yer tırnaklarımla kazıdım hatıralarımın camını.
en güzel günlerimin üç melun adamı var
biri sensin
biri o
biri ötekisi.
düşmanımdır ikisi,
sana gelince,
sen;
yazıyorsun, okuyorum.
kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.
ne yazık,
ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var.
senin,
ve benim
en güzel günlerimiz.
kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete ben o günleri.
sana gelince,
sen;
o günleri - kendi oğluyla yatan, kızlarının körpe etini satan bir ana gibi-
satıyorsun!
günde on kaat, bir çift rugan pabuç,
rahat bir döşek,
üçyüz papellik rahat için!
en güzel günlerimin üç melun adamı var,
biri sensin,
biri o
biri ötekisi.
düşmanımdır ikisi.
sana gelince,
sen;
ne ben sezarım
ne sen brütüssün,
artık ne ben sana kızarım,
ne de zatın bana küssün.
artık seninle biz,
düşman bile değiliz. *