psikologlar platformunun bu konu ile ilgili bir imza metni vardır. metin ruh sağlığı alanında çalışanların imzasına açılmıştır ve aşağıdaki şekildedir.
............
cezaevinde bir sure kalmak durumunda olan kisi (hukumlu ya da tutuklu), alisik oldugu sosyal cevreden ve toplumun genelinden yalitilmistir ve kurallari ve mekanlari cok daha kati bir sekilde belirlenmis bir “kapatilma” yasamaktadir. turkiye’de bir suredir gundemde olan f tipi cezaevleri ise, bu kapatilma ile yetinmeyip kisinin zaten oldukca sinirlanmis olan sosyal cevresiyle etkilesimini, ozel ve asiri bir mahrumiyet rejimine tabi kilmaktadir. algi ve duyu kaynaklarinin sinirlandirilmasi ile olusan psiko-sosyal yoksunluk, insanin benlik algisini, kisiligini tehdit etmekte, bireyi, kendisini var eden fikri ve yasantisal degerleri kaybetme riski altinda birakmaktadir. ruh sagligi alaninda calisanlar, mesleki duyarliliklari ve etik sorumluluklari itibariyle, f-tipi cezaevlerinde vucut bulan ve insan olmanin temel niteliklerine yonelen tecrit temelli bir infaz rejimini kabul edemezler. bilimsel calismalar, bir kultur icin ideal olabilecek iliski miktarinin baska bir kultur icin yalnizlik ve yalitilmislik deneyimine neden olabilecegini kanitlamaktadir. tecrit temelli cezaevlerindeki infaz rejiminin, her kultur mensubu icin ciddi zorluk yaratmasi beklenir; ancak turkiye gibi daha fazla sosyal iliski ihtiyacinin belirgin oldugu kulturel havzalarda bu tarz bir tecrit rejiminin yaratacagi insani ve toplumsal tahribat cok daha agir olacaktir. biz asagida imzasi bulunan ruh sagligi calisanlari, tecrit tipi mahkumiyet sisteminin psikolojik ve bedensel tahribatlara neden oldugunu, tecrit altinda tutmanin bilimsel bakis acisindan “iskence” olarak kabul edildigini, f tiplerinde yasananlarin ruh sagligi calisanlari icin bir utanc tablosu oldugunu beyan ediyor; kamuoyunu bu konuda sesini yukseltmeye, yetkilileri de acilen tecriti sonlandirmaya cagiriyoruz.