olayın üzerinden hayli zaman geçti, cüneyt aylardır bariz bir hukuksuzlukla içerde.
artık devletle eş anlama gelen akp, yeni düzeni kabul etmeyen ve buna karşı ilkeli, boyun eğmeyen bir mücadele sürdürmekte olan devrimcilere, sola karşı bütün kozlarını oynuyor. son kale çünkü sol, biliyor.
sözlüğün anti komünistleri ise yeminli sol düşmanlıklarına halel gelmemesi için iktidar yağlayıcılığında birbiriyle yarışıyorlar. öyle ya, bugün sağcılık, paranın iktidarı, milliyetçilik, dincilik bütün haşmetiyle akp'de temsil edilirken, tüm güçleriyle destek olmalılar.
"sen daş atarsan o da seni tıkar içeri dabi" diyorlar.
türkiye komünist partili herhangi bir öğrencinin elinde taşla bir fotoğrafını gösterin, bugün bu anda bu parti ile bağımı keseceğim.
hopa'da otobüsten düşüp yaralanan polisin fotoğrafını gösteriyorlar.
tayyip'in yüzlerce korumayla gelip gidebildiği, hala sevilmediği halde neden geldiği bilinmeyen hopa'da, hopa halkına yaşattığı terör neticesinde öldürülen bir öğretmen vardı hatırlar mısınız: metin lokumcuyu?!
devrimciler metin hoca'nın ölümüne sessiz kalacağına gidip akp üyesi olsunlar daha iyi olurdu. elbette kalmadılar. bedellerini de ödediler, ödüyorlar.
odtü'de bir takım "mağduriyet"ler yaşamış kimisi de.
odtülü devrimcilerin kimleri mağdur etmesi gerektiği, edeceği bellidir.
odtü'de gericilik, odtü'de faşizm, odtü'de sermaye ve sermaye iktidarının yandaşları "örgütlü" bir şekilde barınamaz.
ama evet bunu istismar eden bir takım gruplar vardır. kimlerin nasıl tokalaştığını inceleyerek bazılarından abartılı bir şekilde bir takım siyasi çıkarımlar yapmak eleştirilebilir. eleştiriler ise devrimcilerin siyasetlerini uygulamadaki yanlışlarına mı, yoksa siyasi kimliklerine, mücadelelerine ve hem de hakaretle küfürle mi yapılıyor ona bakılır.
ikincisinin ağır bastığı görülüyor. devrimciler, solcular "özgürlükçü" değildir onu bir bilelim. "eşitlik ve özgürlük" başka, salt "özgürlük" başka birşey.
eşitliği ve özgürlüğü devrimciler, emekçiler için ister ve bunun için mücadele ederler.
"mağdur" ya da "mağdure", eğer örgütlü bir faşo, bir dinci veya zenginliğiyle övünen bir züppe değilse, yaşadıkları yanına "üniversite", "aydınlanma, bilimsellik", "insanlığa ve halkına karşı sorumluluk" gibi kavramları keşfetmekte kar kalacaktır.
faşo, dinci veya bir zengin züppesi iseniz örneğin gazi üniversitesi'nde, erzurum atatürk üniversitesi'nde, akp'nin yeni açtığı cemaat üniversitelerinde, bir takım şirketlerin holdinglerin açtığı "üniversite a.ş"lerde istediğiniz gibi komünistlere küfredebilir, istediğiniz gibi kafa tokuşabilirsiniz. oralar gayet "özgürlükçü".