Nedir efendim bu bozkurt-lotus davası diyenler için:
1924 hükümetinin Adalet bakanı olan mahmut esad bey istanbul hukuk fakültesinde hukuk dersleri veren bir hocadır da. Hayat ilerlerdedir der. Bir millet öleceğim diyemez. Tam bir hukuk adamadır o zamanın hükümetinin adalet bakanı sonrakilere inat.
30 temmuz 1926 yılında istanbul'dan hareket eden Bozkurt adlı kömür yüklü gemi hasan kaptan yönetimindedir. 2 ağustosta midilli yakınlarında fransız yolcu gemisi lotus ile çarpışır. Bozkurt batar. Sağ kalanları gemiye alan lotus istanbul limanına gelir. lotus'un 3. kaptanı demons hemen istanbul'da tutuklanır. Olay Fransa'da ve türkiye'de büyük yankı uyandırır. Hasan kaptan'ın da tutuklandığını ilave etmek isterim. fransa, kaptanın derhal serbest bırakılmasını ister. Her iki taraf kazadan birbirlerini sorumlu tutar. Amiral Vasif Paşa başkanlığında hazırlanan bilirkişi raporuyla Savcı Cemal bey her iki kaptanın da cinayet suçuyla yargılanması için iddianame hazırlar.
Fransızlar çarpışmanın türk kara sularının dışında olduğunu belirterek davanın kendi mahkemelerinde görülmesini isterler.Ankara ise sorunun Türkiye cumhuriyeti mahkemelerine silayet ettiği ve ancak konunun lahey adalet divanı'na götürülebileceği görüşündedir. Bu arada sadece 15 günde(bugüne inat) türk mahkemelerinde sonuçlanan davada fransız kaptana 2 ay 20 gün hapis ve 225 lira para cezası, türk kaptana ise 4 ay hapis ve 33 lira para cezası verilir.
Fransa davayı lahey adalet divanına götürür. Fakat divan Türkiye Cumhuriyetini haklı bularak, Lozan andlaşmasına uygun davranıldığını hükmeder(1 yıl sonra). işte bu olaylardan sonra Türkiye'yi divanda savunan Mahmut Esad beye bozkurt soyadı verilir.
işte hukukçuların uluslararası hukuk derlerinde sıkça duyduğu bozkurt-lotus davası budur. Sadece türkiyede değil tarihe geçen bir dava olmuştur.