bayram tatiline gitmediğim üniversitenin birinci sınıfıydı. bayram günü evde sıkılmış olduğumdan arkadaşımı ziyaret etme gereği hissettim. neyse sadete geleyim. durakta beklerken karşıdan gelen muhafazakar kıza içten içe hayran olmaktayım endamına yüzüne gözüne felan. gözlerimi alamıyorum. aynı otobüse bindik. önde ben arkada o. ve ben kendime hakim olamayarak arkamı dönmekteyim. sonraasında aynı yerde indik ve o gitti. klasik platonik yaşayan ben arkadan izlemekle yetindim. kısmetse karşıma çıkar dedim bi daha. aradan iki ay geçti ve sınıftayım. arkalarda kafamı koymuş etrafı kolacan etmekteyim. ve aman allahım kız burda karşımda. müthiş bişeydi. bu arada üstte demeyi unuttum kızda beni kesiyordu hoşuna gitmiştim sanırım bende. neyse sınıfta gözgöze geldik o da hatırladı zannımca. aynı dersi alıyorduk o alttan alıyordu dersi. yer ktü fen fakültesi. lineer dersini bize bahşeden kişiye minnetlerimi sunuyırdum kendi içimden. sürekli gözgözeyiz içten içe aşk yaşıyoruz ve ben karar verdim konuşacam. eminim kabul edecek hemde coşkuyla. ve ben dibinde bitiyorum kızın.
+ merhaba vaktin varsa bi beş dakka konuşabilir miyiz ?
-anlamadım
+vaktin varsa sizinle konuşmak istiyorum.
-hayır lütfen rahatsız etmeyin.
+anlamadım
-bidaha rahatsız etmeyin.
ben olduğum yere çöktüm ve kızın gidişini izlemeye başladım. hemen yandaki bir markete girdi. çıktığı vakit el işaretleri ve dediğini duymadığım bi kaç söz sarf etti. zannımca pişman oldu beni çağırıyor. tekrar yanına koştum. kız polis çağıracam demeye başladı. ve bir şok daha bense mars. meğer kız polise telefon etmekle tehdit etmiş aramak için markete girmiş ben duymamışım. polislik ne söyledim hala anlamış değilim.