bakkalın kapısının önünde duran büyük şişe kolisindeki 2 litrelik depozitolu kola şişelerini dükkanın önünden eğilerek geçerken bir anda elimi atıp alırdım ama her defasında sadece bir tane. sonra iki dakika bekleyip dükkana girer ve şişeyi verip şeker meker ne ederse alırdım. işin komik tarafı bunu günde iki üç kere yapmama rağmen kolideki artışın olmadığını farketmeyen bakkal sahibinin saflığıydı. nitekim boku çıkana kadar sürdürmüştüm, boku da çıkmıştı.*