Ulubatlı Hasan nasıl bir adammmış arkadaş. Her yanına, böğrüne, dalağına, götüne oklar saplancak ama sen elindeki bayrağı bırakmayıp ,inatla öylece tutacaksın. Bir yandan da taşların tepesindesin ,eğer bir kovuk ya da gedik bulamazsan bayrağı saplayacağın bir yer de yok, illa elinde tutman gerekiyor. Nasıl bir denyoluktur bu ya. Ne içtiyse ya da ne çektiyse oraya çıkmadan önce bilmiyorum. Ne düşünüyordur acaba o sırada ölmeye yüz tutarken "- Yarın bütün gazeteler ,televizyonlar beni yazacak" falan diye düşünmediği kesin. En fazla iyi bir cenaze töreni ve bulurlarsa ailesine bir, iki kese altın o kadar. E be güzel kardeşi, yeniçerim değer mi bu kadar şey için orada şişlenmeye. Hani onu gaza getirecek başka ne olmuş olabilir diye düşünüyorum, biraz saf bir şeyse bir gece önce arkadaşları onu doldurup "- Oğlum Bizans Kralı Jüstinyen senin için top demiş. O pala bıyıklarını çevirip bir yerine sokarım" demiş olabilirler, yoksa amcam niye dellensin öyle..