üzen arkadaştır. hem de çok üzen arkadaştır. üzüntüyü bir sözüyle, bir tribiyle, bir hareketiyle değil de sukunetiyle veren arkadaştır kendisi. öyle olduğuna inanmak ve dile getirmek istemediğim halde, kendinden ayrı bir takım düşüncelere sahip olduğum için sohbeti muhabbeti kesen arkadaştır...
lise 1'deydim mutlak sayılar konusuyla ilk tanıştığımda. hocamız bu işin mantığını öğretmek için şunu söylemişti; "uzaklık asla negatif olmaz arkadaşlar, uzaklık pozitiftir. iki cismin birbirine uzaklıkları eşittir." yani a, b den 3 metre uzaktadır dediğimizde; "hmmm a ya bakın, b'den 3 metre uzakmış, marjinalmiş, sıra dışıymış, ses getirenmiş v.s. deriz. demesek bile düşünüyürüz ve aslında aynı anda b'nin de a dan 3 metre uzakta olduğu detayını atlarız çoğu zaman çünkü dikkatler a üzerindedir.
a olan arkadaşım; ben bir b olarak aradaki mesafeyi bildiğim halde asla bunu önemsemediğimden dolayı, insana, onu dünya görüşünden, siyasi görüşünden, duruşundan ve her türlü düşüncesinden soyutlayarak değer verdiğimden dolayı asla pişman olmam, ama sadece bunların sonucunda üzülürüm. üzüldüğüme de sevinirim.
eğer yanlış anladıysam kusura bakma, doğru anladıysam da "kusuruma" bakma. hoşçakal.
