mesela ben bir reklam olsam kot pantolon reklamı olmak isterim muhterem. hani illa bi reklam olacaksam yani. geçende düşündüm. ona karar verdim. insanlar beni izlesin hem bi bok anlamasın hem de çok beğensin. bi saygınlığım olsun reklam piyasasında.
bir ağaç olacaksam da öyle tarlanın ortasında tek kalan ağaçlardan olmak da istemem. yok bana ihtiyaç duyacaklarmış da yok gölgemde iki domatesi bir ekmeğe katıp yiyeceklermiş de.. yok sonra onların kırıntılarına gelen serçeler bana yaren olacakmış... peh. üşürüm olm ben. boş tarla rüzgarlı olur. hem gece karanlık olur korkarım.
gece karanlık olur di mi?
bir roman yazarsam ismini "bahçe makası" koyucam. konusu her ne olursa olsun uyar bence. düşünsene.. bahçe.. makas. doğadan teknolojiye, yeşilden metalik griye, sakinlikten şiddete uzanan geniş bir skala. süper.
geçende..geçmişimde.. yolda oturuyorum. bildiğin yolda.. ortasında oturuyorum. yeşilin yanmasını bekliyorum. yeşil yanıyor sonra kırmızının yanmasını bekliyorum. kırmızı yanıyor sonra yeşilin yanmasını bekliyorum.. bekliyorum..
neyse yanıma bir fok balığı geldi. kafasını sağa yatırıp bana ağlayan gözlerle baktı. "git geber" diye bağırdım. korktu. yalpalaya yalpalaya gitti. bu sefer vicdan azabı çektim. gidip gebermesin diye akşama kadar takip ettim hayvanı. neyse allah tan bir dondurmacıya girdi de rahatladım. vanilyalı dondurma yiyen bir fok balığı zaten ölmez diye düşündüm.
ve eğer fok balığı gibi bir yaratık hayvansa; penguen denilen şerefsiz hayvan oğlu hayvandır. bunu da burdan belirtmek istiyorum. aile bireyleriyle çiftleşilir mi lan? rezalet.
ve buna bağlı olarak "henüz üç yaşında bir kardeşim var. seni ondan bile kıskanıyorum" diyen hakkı bulut ta da penguensel eğilimler var diye düşünüyorum. ensestsel değil, hayır. penguensel.
ama yine de ben bir türkücü olsam hakkı bulut olmak isterdim. ailemi de doğumumdan 30 küsür yıl sonra bir çocuk daha yapmamaları konusunda uyarırdım.
test çözerken yanlış yaptığı zaman; "aga soru hatalı" diyen ergenin öz güveniyle; patronunun odasına dalan davetsiz konuğu engelleyemediği zaman: "kusura bakmayın muhakemer bey, ben engel olmaya çalıştım ama" diyen sekreterin çaresizliğini aynı kotada eritmek istiyorum. bünyemin kotasında. pota değil olm. kotada eriticem ben.
demin pembe etekli bir kadın yanıma gelip delilikle dahilik arasındaki ince çizgiden bahsedecek oldu. "git geber" diye bağırdım. takip etmek istemiyorum. ölür mü ki?
bir saniye verin nefes almam için. tamam.
siz çekilin abi, biz eziliriz. kalabalığa gerek yok. herkes bildiği işi yapsın.