bir turgut uyar şiiri.
evet ama, o kadar değil.
bana, anlatmadığı şeyleri anlatıyor.
"önceleri terliydi avuçlarımdan kayıyordu
sonra sonra hem alıştım hem sevdim"
bir insan utanınca terler. terli bir ele dokunmak güç iştir. biri sever sizi, ellerinize dokunmak ister. ıslaktır avuçlarının içi. hem ıslaklığa alışmanız gerekir, hem sevilmeye. hem alışırsınız avuçlarının içindeki sıcaklığa, hem de sevmeye.
şiir böyle başlar, ve sevişilir sonra. bir küslük, bir dargınlık bir şey yaşanır işte ve rakı içip kafayı dağıtmak yerine, terlemiş göğsün içinde bir yerlerdeki ruhu ferahlatmak adına feda edilir iki düğme...
hem de sen, en terbiyeli gömlek giyen adamsındır, dibine kadar iliklidir düğmeler...
ruh belki içkiyle değil de, iki düğmeyle kafa buluyordur işte. bilinmez, ormana gidip bir şeylerin olacağına dair inançla, öylece oturmak gerekir.
öylece oturmak, bazen ne güçtür.
"bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor
dedim ki en iyisi kucağında dursun"
bir arada mı kalalım, yoksa ayrı ayrı mı olalım? yaşadığımız güzel şeyler var, onlarla mı yaşayalım; yoksa ellerimin nerede duracağını mı düşüneyim yanındayken?
insan bazen ne yapsa olmuyor işte kendiyle oldukça.
gideyim, aya gideyim istiyorum bazen. ay belki iyi gelir. dünyanın hayrına inanmadığım oluyor, ayda hem kazara kafamı uzatsam, intihar da etmeden kendimi öldürmüş sayılırım.
"yabancılığın daha alımlıydı belki"
işte, hem sevmemiş olurduk birbirimizi hem de öldürmemiş.
ne güzel sıfır olurduk ama, eksilerle yapamıyorsak.
"kandırdılar 23 lira 10 kuruşumu aldılar iki kadehe
90 kuruşu da ben tutup garsona verdim"
insan öyle anlar yaşıyor ki, kızmadığı şeylerle kafayı yiyor.
hem turgut iki kadehle sarhoş olacak değildir. sarhoşluğu başka, kızgınlığı başka.
"gün doğsun bir arınayım istiyorum
güneş tozlu caddeler kaygılarım beni bir arıtsın istiyorum"
öyle güzel dertler var ki hayatta, trafikte kalmak gibi;
öyle özel olmayan dertler var ki hayatta, ayakta yolculuk yapmak gibi;
öyle olsun istenen dertler var ki hayatta, işe geç kalmak gibi;
insan istiyor bazen, öyle dertlerle daha çok yaşamayı.