eşyaya insan muamelesi yapan tweeter insanıyla aynı kişidir. fakat daha bi' überi.. konuşmak ayrı, suçlamak apayrı bir şey. "abi bambaşkaymışsın!" durumları yani.
türk erkeğinde elektronik eşyayı, hurdayı, hırdavatı kurcalama merakı vardır, kendinden bilirsin muhakkak.. türk erkeği kendi evinin muslukçusu, marangozu, kapıcısı, boyacısı, simitçisi, overlokçusu, ortacısı, hem defansı hem de forveti hatta bazen hanımından öte bir terzisi ve aşçısıdır. kendi söküğünü kendin dik demiş büyükler; bizimki yine abartıda bir numaralı ırkın şanlı * mensubu olarak vermekteyiz.
bu atalarımızdan gelen genetik bir miras olsa gerek.. hem neme gerek? bir marangoz, bir sütçü, bir sucu? bunların hepsi seks fantezilerine uygun meslekler. evimde ne işi var? yani. dünyanın binbir türlü hali var... neyse dağılmasın konu. bu bedhah sadece kendi evinde değil, çevre evlerde de bu hünerini sergilemek ister. üstüne bir de o çocuksu merakı eklenince ortaya komik veya hezeyan dolu görüntüler çıkabiliyor.
"nası bi'şey bu alet yau?" diye bilim adamı edasıyla inceler o elektronik eşyayı. orasını burası tutup çeker, çıkartır, takar. ama demişler ya "ya meraktan ya da yaraktan".
o kurcalama esnasında çıkıyor gibi görünün o parça aslında çıkmamaktadır fakat dedik ya "bedhah" diye, inadına sökmeye çalışır. sağa çevirir, sola çevirir, iter, tutar, çeker, bırakır, fırlatır falan derken çatırt diye kırar o yeri. sonra o anda orada bulunmayan senin yanına gelip der ki:
- şeyy.. bu çıkıyo muydu ya? (elindeki kırdığı parçayı göstererek)