önce şu satırları okuyunuz lütfen :
- biz sosyalist akımı anayasa çerçevesine uyarak meclise kanalize etmek istiyoruz. onlar kaba kuvvetle ve üçkağıtçılıkla meclis dışı bırakmaya çalışıyorlar. bilmiyorlar ki özendikleri yol, sosyolojik bir gerilimi bir iç savaşa sürüklemek mukadder olacaktır. ve böyle bir durumda kendilerini pek güvendikleri amerikan silahlı kuvvetleri de kurtaramayacaktır. nitekim vaktiyle vahdettin'i yabancı emperyalist orduları kurtaramadılar ...
bu satırlar, iki oğlu ile birlikte şu arabesk kapitalizmin dönme dolaplarından aile boyu dönekliklerinin sarhoşluğu içinde ona buna nanik yapan altan ailesinin en büyüğünün imzasını taşıyor. tarihi : 6 eylül 1965. gazete, akşam.
12 ocak 1971 günlü akşam gazetesini okuyoruz :
- ... hala daha sermayeci yoldan kalkınma iddiasında olanların bir kez daha hangi geçit vermez duvara gelip dayanmış olduklarını görmemek için heralde ancak sorumsuzca bir şirk politikacısı olmak gerekmektedir ...
imza : çetin altan ...
bugün arabesk liberalizmi savunan dönek marksistin o gün savunduğu görüşün adı " kapitalist olmayan yol "dur.
- ancak tek bir kurtuluş yolu vardır. o da önce ithalata büyük kent kent tüketimini disiplin altına alacak olan kapitalist olmayan yol ...
şu satırlar da çetin altan'ın :
- ... ve bugün yazdığımızı da yarın tarih aynen yazacaktır. genç ölülerin kanlarıyla doymaya çalışan, doymak bilmeyen umacı ihtiraslar, bir hortlak gibi gelecek kuşakların lanetli cehennemlerinde yaşayacaklardır. ve atatürk daha büyüyecek, daha büyüyecek, daha büyüyecektir ...
tarih 7 mart 1971. gazete; yine akşam.
ne demiş şair :
- akşam, yine akşam, yine akşam ...
evet, sosyalizmde akşam, arabesk kapitalizmde güneş ! (güneş gazetesi)
ne demiş 9 mart 1971'de akşam'da ?
- devleti kapkaççı azınlık çıkarına şekillendirme olanağı yoktur türkiye'de. demek ki devletin, iki ana temele oturması için başka bir sınıfın çıkarlarına uygun olarak yeniden biçimlenmesi gerekiyor.
neymiş rejim düşmanlığı siyasetçilere göre ? şuymuş :
- politikacılara göre şellefyan soygunu rejim düşmünlığı demek değildir. bu soguna karşı çıkmak rejim düşmanlığıdır.
neymiş bu politikanın adı ?
- suçluların suçlama politikası ...
sonra ne olmuş ? 12 mart muhtırası ile silahlı kuvvetler yönetime el koymuş. ne yapmış çetin altan ?
21 mart günü şunları yazmış :
- bizim, demiş, adlarımız tatlı su devrimcileri arasında değil.
ya neredeymiş ?
çok daha ötelerde.
çok daha ötelerdeki adresin, arabesk kapitalizmin suudili, faysallı, nakşibendi tarikatlı, dönek marksistli, hacıyağı ve gülsuyu kokulu kapılarında olduğu çok sonra anlaşılacaktı.
- biz pratik politikacı değiliz, onun için kulislerin etkisinde kalmıyoruz. olayları daha aydınlık, daha yukarıdan görüyoruz.
olayları daha yukarıdan gördüğü için bir de güvence veriyor.
- ... ve inandığımız fikirlerden hiçbir zaman sapmadan daima devrimci çizgide olabilenden yana ve olması gerekene dönük duruyoruz.
eskiden çetin altan, yolsuzlukları yazdığı için kendisine ve ailesine ana - avrat sövülürdü. şimdi yolsuzlukları ve pislikleri, her türlü karanlık ve gizli ilişkiyi sergileyenlere karşı sövme görevi çetin altan ve iki oğluna düşüyor !
28 mart 1971 günü yazdığı gibi " yazarlığı ödemek, siyasetçiliği ödemekten çok daha zor "dur. hele " iflas masası "nda.
(14 ocak 1988)
sf 99, 100, 101.