Bu yazımın ana konusu illuminati olmayacak. Öncelikle burada yazdıklarımı okuyan herkese teşekkür ederim, eleştirilerinizi dikkate alıyorum. Bazılarınız "berkecan" kısmına çok dokundurmamdan rahatsız ve sadece illuminati ve diğer şeyler hakkında yazmamı istiyor. Sizi anlıyorum ve öyle yapmak istiyorum fakat bu ergen sürüsü 2 dakika rahat durmuyor ki. Her gördükleri gözü illuminati, her gördükleri üçgeni mason diyorlar sonra gelde insanlara anlat illuminati'nin bu ergen sürüsünün eğlencesi olmadığını...
Burada yazdıklarım itibariyle sadece kanıt ve mantığa dayanan şeyleri savunduğumu görmüşsündür. Saçma olduğunu düşündüğüm şeyleri zaten hiç yazmıyorum, o kadar çok bilgi var ki aralarından doğru olduğunu düşündüklerimi çıkartmak için uğraşıyorum. Eğer başka eleştiriniz, öneriniz varsa söyleyin dikkate alıyorum.
Şimdi giriş kısmını geçip konuya gelirsek... Evrim teorisi hakkında konuşmak istiyorum. Evrimin kısaca tanımı; biyolojide canlı türlerinin nesilden nesile kalıtsal değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanma süreci. Doğaya uyum sağlayamayanlar "doğal seleksiyon" ile ayıklanarak, yerlerini daha iyi uyum sağlamış olanlara bırakıyorlar. Kısaca evrim teorisini tanıdık, peki nedir insanların evrim ile alıp veremediği?
"Her şeyi Allah yaratmıştır! reröröröö" diye heyecanlanan yobaz, ben Allah yaratmamış mıdır dedim? Allah'ın gücü her şeye yetmiyor mu? Eğer isteseydi canlıların var olmasını bu yolla sağlamaya gücü yetmez miydi? illa hz.Adem ile havva dünyaya "pıt" diye mi gelmiş olmalı? Evren big bang(Büyük patlama) ile yaratılırken, o ilk dokunuşta gaz bulutlarının, yıldızların, gezegenlerin hepsinin nasıl oluşacağı büyük bir hassasiyet ile belirlenmiş. Evren'in genişlemesi o kadar hassastır ki şayet Stephen Hawking genişleme hızındaki dengeyi şöyle açıklar; "Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, big bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi." Yani her şey başlangıçta ki o dokonuş ile ayarlanmış olabilir. 1 şeyi değiştirmek, her şeyi değiştirir. Kelebek etkisi... (Kelebek etkisi'nin ilk filmi de baya güzeldir hani, 10 kez filan izlemişimdir. Tavsiye ederim ;) Ama direktor's cut version'u izlemeyin o güzel olmamış.)
Yanda ki resmin tam hali; https://galeri.uludagsozluk.com/r/183278/+
Bunu yapmaya yetecek kadar gücü olan Allah, canlıları da evrim teorisine uygun olarak yaratmış olabilir. Fakat olmayada bilir, belki de paralel evrenden vs tamamlandıktan sonra dünyaya geldik...(Bunu söylememde ki amaç, evrim teorisi yada "pıt" diye dünyaya gelişin tek seçeneklerimiz olmadığını vurgulamak.) Burada evrim teorisini savunmuyorum. Anlamanı istediğim nokta, Allah'ın varlığı evrim teorisini, evrim teorisinin doğruluğu ise Allah'ın varlığını etkilemez. Ha şimdi bu kadar konuştum da, evrim teorisinin kafama yatmayan tarafları elbette var. Bunları sizinlede paylaşıyım. Fakat anlatmaya başlamadan önce şunu söylemeliyim ki biyoloji ile ilgili herhangi bir dalda uzman birisi değilim. Sadece mantığımı kullarak yaptığım çıkarımları sizlerle paylaşıyorum.
Mesela başlangıçta lavların filan arasında böyle nereden geldiği bilinmeyen şeyler var ve zilyon çarpı zilyon'un bilmem kaç zilyon katında bir ihtimal ile bir araya gelip tek hücreli bir canlıyı oluşturmuş olduğunu kabul edelim. Peki bir türden diğerine geçiş tam olarak nasıl gerçekleşmiş? Gergedan'ın bir önce ki türünü hayal et. (Fazla zorlama) Biz bu hayali türe "Gerge" diyelim. Ve bu türün boynuzu olmasın mesela.(Tamamen atmasyon.) Bir anda yada belli bir süre içerisinde Gerge'ler bir şekilde eğer boynuzları olursa hayatta kalma şanslarının daha yüksek olacağını anlayıp gergedan mı doğurmaya başlamışlar? Bir şekilde mutasyona(canlının genetik bilgisinde meydana gelen değişme) uğrayıp doğrudan kendisi mi değişti? Boynuzlu gergeler yani gergedanlara dönüştülerse bu mutasyonu ne tetikledi? Bildiğim kadarıyla X ışını, radyasyon, ultraviyole ve ani sıcaklı değişimi dışında buna sebep olan bir şey yok. Mutasyon evrimin temelini oluşturuyor fakat mutasyonların 99%'u öldürücü ve 1%'i ise kesinlikle yararsız. Çernobilden biliyorsunuzdur, yamuk yumuk, kafası büyük filan yapıyor insanları. (Hemen oradan yararlı mutasyon vardır hede hödö diye atlayan entel, yok oğlum öyle bir şey. Seni yemişler. Kesin kanıtlar ile biliniyor bu, bilim konuşuyor burada.) Kafama yatmayan bir diğer düşünce ise, canlılarda simetrinin nasıl yada neden oluştuğu.
Ayrıca bahsetmek istediğim diğer bir şey ise, zamanında müslüman bir alim de insanların çiçekten geldiğini öne sürmüş. Hatta bunun için hurma ağacını örnek göstermiş.(Hurma ağacının özelliğini, dişi ve erkek olarak cinsiyeti olması.) Ve o zamanın toplumu tarafından hiçte bugün evrim teorisinin karşılandığı gibi karşılanmamış. Evrim teorisi ile islam'ı çürütmek gibi bir durum hiç bir zaman söz konusu olmadı çünki. Sonra ne olduysa insanlar bu teoriyi reddetme eğilimine getirildi. Tamam Darwin hıyarı az maymunluk yapmamış. Gidip maymun ile insan kafa tasını birleştirip, nasılsa bu kerizler anlamaz diyerek "aha kanıt buldum" diye gösterip yıllarca insanları keklemiş fakat Darwin'in bir hıyar olması da evrim teorisini çürütmez ki. O Darwin'in kişisel öküzlüğü. Fakat ve lakin ki gerçekten de türler evrim ile meydana gelmiş yada gelmemiş olabilir, sonuçta bir şekilde meydandayız. Ve önemli olan sebepler değil, sonuçlardır. Yani evrim var yada yok, bu kadar kafayı takmamak lazım. Ben bu konuyla ilgili kesin bir görüşe sahip değilim, sadece önyargıları kırmaya çalışıyorum.
(img:#183279)
Bu konuyla ilgili son olarak; "Eğer insanlar maymundan geldiyse, şimdi ki maymunlar neden insan olmuyourr?" diyen küçük ayntayn'a da ufak bir hediye getirmeyi unutmadım elbette.
Şimdi gelelim Türkiyede illuminati konusuna. Bir çok yerde devlet adamlarının, generallerin filan mason olduğu söyleniyor fakat bu konuda bir araştırmam yok. Fakat şunu kesinlikle söyleyebilirim ki Atatürk kesinlikle mason değildi. Başka bir yazıyı tamamen buna ayırıcağım. Şimdilik atıştırmalık olarak fark ettiğim bir, iki şeyi göstereceğim. idare edersiniz biraz.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/183281/+
Sertap Erener'in Eurovision'da 1. olan şarkısı "Everyway that I can". Şarkının kareografisinde geçen bir hareket ile o ünlü illuminati piramitine benzer bir şekil oluşturuyorlar. Buraya kadar olan kısım tartışılmaz bir gerçek, fotoğraf yanda işte.
Fakat bu neyi ispatlar? Hiç bir şey. Bu hareket neden yada nasıl yapılmış olabilir sorusuna gelirsek;
a)Sertap Erener mason ve bilerek ayarladı.
b)Kareografiyi yapan kişi mason ve bilerek ayarladı.
c)Tamamen tesadüf. (illuminati tesadüfleri sever.)
Şarkının bu yüzden 1. olduğu gibi iddialar da var fakat şarkı gerçekten güzeldi ve 1. olmayı hak etmişti bence. Yani çok kötü bir şarkı(Mesela; "limilimi leyli leyli limileyyyy" yada "Şeyk it ap Şe-ee-kerimm") 1. olsaydı şüphelenmekte haklı olurduk fakat öyle değil. Müziği, dansı, Sertap Erenerin sesi vs. her şeyiyle güzeldi, bu yüzden bu iddia'ya inanmıyorum. Sertap Erenerin mason olduğunu gösteren delillerin yetersizliğinden ve kanıtın yokluğundan dolayı davanın düşmesine ve tarafların... Öhm, durum böyle yani.
Şimdi bir diğer şeye gelirsek, "Türk Malı" dizisinde geçen bir subliminal mesaj. Kim yakaladı bilmiyorum ama baya iyi yakalamış.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/183280/+
Daha net bir resim bulamadım ama anlaşılıyor. Bariz bir şekilde, masa örtüsü ve süs eşyası(Biblo muydu ismi?) "Sex" yazısı oluşturulmuş. Subliminal mesajların ne olduğunu bilmeyenler bu yazımdan öğrenebilir. Zaten bu dizinin ismine de en başından beri kıldım. Türk Malı, ne ya? Mal mı diyorlar Türklere?
Bunlar öyle çok sağlam deliller değil fakat ilgimi çekti, sonradan okan bayülgen hakkında, masonmuş vs.. iddialar filan çıkarsa bu da aklınıza gelsin diye. Yani sonuçta bundan okan bayülgen'in haberi olmayabilir, sahne dekoru vs yapan kişinin işidir belki. Yada o da tesadüfen böyle bir dekor tercih etmiş olabilir. Başlıkta Türkiyede illuminati yazınca daha çok şey beklediğinizi biliyorum fakat büyük bir araştırma yapmam lazım bunun için, sonra ki yazılarımda yazmak üzere aklımda tutuyorum bu konuyuda.
Gözlerinizi kapattığınız zaman dünya yok olmuyor öyle değil mi? Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara gereksinimi var...