gerçek yaşamı tüm doğallığıyla önümüze seren, insanın benliğini oluşturan düşünce sistemini izleyiciye doğru aktaran, adaletin kimlerin elinde olduğunu bir kez daha ispatlayan*, can alıcı sahneleriyle acıyı ve utancı tattıran, serdar akar ın yönetmenliğini yaptığı kanımca çok başarılı bir film. oyuncu performansları göz doldurucu, kesinlikle beklentimin üzerinde idi. soundtracki ise filmde kesinlikle sırıtmamış.
vicdani rahatım için yorum yapmadan duramıyacağım:*
içinde yaşadığımız dünyanın hiç duraksamadan kötüye gitmesini içim alamıyor. insanın en doğal dürtülerinden biri olan cinselliği; sapıklık olgusu halinde yaşayıp, diğer insanların hayatlarını mahvetmelerini hiçbir beyin kabullenemez. insanın ruhunu alt üst edip, bedenini kirletip, akıl sağlığıyla oynayıp, kişisel tatmini için sonsuz hasara neden olan insanlarla aynı havayı solumak, aynı canlı türünden olmak çok can yakıcı. gencecik, hayatta kalma çabasında olan umutları sona erdirmek utanç verici. insanın tek gerçek sahibi olduğu düşüncelerini, ruhunu, bedenini insafsızca tüketmek akıllara ziyan bir yetenek. biraz önce izledim ben bu filmi. darbeleri beynimde ve tenimde kısmen hissedebildim; sadece kısmen. üstüne basa basa söylemek istiyorum; sadece kısmen göz yaşlarımla ve kasılmalarımla hissettim. peki ya gerçekten bunu yaşayanlar? sabır ve bunu telafi edebilecek iyi yaşam onlar için tek dileğim...
tek korkum; bu filmi izleyipte aynı zihniyette ve kapasitede olan insanlaın bundan zevk duyup cesaret almaları. allah bizi bunların zulmünden korusun. her bireye canavar gözüyle bakan, şüpheli canlılar olarak yaşamak umarım yüzyıllar boyu uzak kalır bize!