3 sivil hayatını kaybetmiş, 30'dan fazla sivil yaralanmış. uzunca bir süre duyurulmamış. sebebi de hükümetin yanlış bilgilendirmenin önüne geçmek isteğiymiş. ister inan ister inanma vardı çocukken. bir sürü bilimsel şeyler anlatılırdı programda, programın sonunda da believe or not believe derdi, çevirinin sesiyle karışık bi' sesle duyulurdu televizyondan konuşan sunucunun sesi..
herkes sus pus oturuyor. dur diyen yok, halk ayakta uyuyor, türkler ve de kürtler. düşman edildik birbirimize, türkler sessizce nefret ederken, kürtler sesleri gür nefretlerini kusuyor. memlekette türkler bir eli yağda bir eli balda yaşarken onlar fakirlik içinde kıvranıyor. öyle di mi. biz türkler çok zenginiz, tek derdimiz yağmurda taksi bulamamak. akşamları türkler meksika soslu pirinç pilavlı mantarlı et sote yerken, kürtler aç geziyor. kürtlerden nefret etmemek için kendimi zorluyorum, bu pis oyuna alet olmamak için kendimi zorluyorum. gerçekten böyle. yapılmak istenen bu, hayır diyorum, ben kimseden nefret etmeyeceğim derken, şu halimden nefret ediyorum. yakınımda tek bir kürt görmek istemiyorum. bu saçma savaşlarına vekil atadıkları sürece, kendileri el el üstünde el bilmem ne üstünde oturup olana bitene seyirci kaldıkları sürece, kürt - özgürlük - ana dil - barış laflarını bi' arada kullanan etnik kökeni umrumda olmayan herkesten nefret edicem.