hani neşeli olmak güzeldir, lakin bu insanlar durmadan bir dalga geçme, eğlenme, alay etme havası içinde yaşar giderler. ya da tersi, olaylardan endişe duymak doğaldır, lakin bu insanlar sürekli acı gerçekler senaryosu yazarlar.
biri dili dışarda yaşar hayatı jim carrey misali, ağzı şebek gibi kulaklarında, bir yandan da anlayamaz jim carrey filmlerinde verilen toplumsal mesajları, hayatı sorgulama yöntemlerini. hayat bir geyik muhabbeti kadar sulandırılmıştır onun için, o kadar suludur ki sorgulayacak birşey kalmaz, aramaz, dolayısı ile bulamaz. ya da zanneder ki çoktan bulmuş. bu da herhalde en acıklı senaryodur.
diğeri russel crowe gibi ya gladyatör olarak esirken bile dünyayı kurtarmaya çalışır, ya da suçsuz eşini hapisten kurtarır dikkati ve detaycılığı ile 3 günde yaptığı kaçış planıyla. çok acı çeker ama yanıtları arar bulur.