bu satırları yazarken neden kendime yeni bir klavye almıyorum diye hüzünleniyorum. basmayan l ve o tuşlarının yerine o lanet ekran klavyesini kullanmaktan bıktım. ama diyorum kendime... bir de bu eksik olsun canım. şu an ki halime ne kadar şükretsem az zaten. bak mesela. kendi evimde yatağımda yatmışım, sözlükte takılıyorum. önümde tam 50 tane alman çikolatası var. bilgisayarım, psp, dokunmatik telefonum...
daha ne isterim ki hayattan...
o değilde sözlük esas bahsedeceğim konu çok farklı.
dün antalya'dan geldim. ama otobüsteki klimadan olsa gerek grip olmuşum. gündüzden içtiğim soğuk suda boğazımı üşütmüş. aralıksız öksürüyorum. bu sebeple dün antalya'dan geldikten sonra yattım. ateşli hastalığım sebebiyle garip garip rüyalar görmeye başladım. ama bir tanesi vardı ki sözlük.... hayatım boyunca böyle bir rüyayı 2. kez görüyorum. ilkini çocukken görmüştüm.
soğuk bir kış gecesi. ama her taraf sımsıcak... herkes evinde... ailesinin yanında... o gece kandil gecesi gibi. herkeste farklı bir sevinç var. bende bu sıcacık aile ortamımdan çıkıp yan komşumuz fatma yengelere gidiyorum. benimle yaşıt bir kızı var. adı gamze. o açıyor kapıyı. hoşgeldin diyor. içeriye buyur ediyor. içeride aile tastamam. alkan abi orada. ayşegül abla. fatma yenge ve ahmet amca. eksik yok. içerisi sıcacık. bir neşe hakim etrafta. çay demliyorlar bana. oturup içiyoruz. şakalar, sözler....
derken ayrılıyorum oradanda... havada muhteşem bir kar var. muazzam. sanki kar değilde nur yağıyor. yağan kar bile içimi ısıtıyor. az ileride kız arkadaşımın evi var. çalıyorum kapıyı... annesi açıyor. gel oğlum diyor, hoşgeldin. giriyorum eve. burada da aile tastamam. içerisi sıcak. hemde çok sıcak...
ama evi ısıtan ailenin sevgisi, sıcaklığı...
tüm aile gülüşmeler arasında bana bakıyor. yadırgamıyor kimse beni... sanki bende bir aile üyesiymişim gibi davranıyorlar bana...
çok oturmuyorum orada. ağırdan kalkarak kendi evime dönüyorum. çünkü kendi ailemin sıcaklığını özlüyorum... çocukken annemin dizine yatışımı... babamın sırtına zıplayıp sonrasında dayak yememek için kaçışımı....
dışarıda hala kar var. ama kar sıcak... yollar sıcak... dışarısı bayram havası...
gidiyorum evime... sadece bizim aile tastamam değil. 3 ağabeyimin üçüde yok. gelmiyorlar yurtdışından... *
sarılıyorum anneme... ne oldu oğlum diyor şaşırarak... sonrasında babamın ellerine yapışıyorum öpmek için... cümleler boğazımda düğümlenirken kesik kesik çıkıyor sözler. baba diyorum. anne... sizleri çok seviyorum.... bu sözleri söylerken gözyaşlarım akmaya başlıyor mutluluktan...