günümüz insanının en çok vakit geçirdiği televizyon-sinema ikilisinin götürdüklerinden biridir. yakın zaman önce internet dili de bunlara katılmıştır.
örnek 1:
yakın arkadaşınız buluşma yerine 35 dakika geç kalmıştır ve telefonunun şarjı bittiği için kendisine ulaşamamışsınızdır, gelir ve onu görürsünüz:
-bir an hiç gelmeyeceksin sandım
+tanrım, sen beni hiç tanımamışsın dostum
ne oluyoruz arkadaşım, "lan bir an dedim ki bu ibne yine bizi ekecek, telefonu da kapalı" filan deriz biz, "olum nerde kaldın" deriz, "ağaç oldum lan" deriz ama "bir an hiç gelmeyeceksin sandım" ne demek yahu, duyuyorum bunları, üzülüyorum, cümlelerimiz bizim olsun bari.
örnek 2:
bir arkadaşınız pot kırar, sizi zor durumda bırakır filan.
-allah kahretsin, bu hiç olmamalıydı.
+hadi ordan
tabii hadi ordan, bizde "bir çuval inciri berbat ettin" denir, "işi b*k ettin", "yerin dibine girdim" filan denir ama allah kahretsin denmez güzel kardeşim, "oh,shit"in çevirisi o, ama doğru bir çeviri de değil, olsa olsa "hay a.k." olur.
örnekler çoğaltılır, günümüz gençleri eskisi gibi aileleriyle oturup sohbet etme fırsatını değerlendirmediğinden(ben dahil), internet, bilgisayar, sinema ve tv arasında pinpon topu gibi gidip geldiğinden, kitap okuma alışkanlığını çok az bir kesim kazanabildiğinden, okullarda büyük ünlü uyumu olduğundan türkçe'ye "uyumsuzluk" yaşıyorlar. divan edebiyatını mefailun olarak bildiğinden, nazım hikmeti komunist, necip fazıl'ı sağcı, türkçe'yi de öcü gördüğünden kız arkadaşına beyit, dize vs. yollamak ya da yazmak yerine kiss you diyor, i love you diyor, bir kalp çizip ok sokuyor kalbe, o ok nereye giriyor belli değil, üzülüyorum, bir şey yapamıyorum.