sistemi eleştirmenin sistemli bir zihin gerektirip gerektirmediğini merak ediyorum. ağzını açan herkes, kendince hatalı gördüğü bir davranış karşısında sarıldığı ilk argüman "sistem eleştirisi"dir. oysa kendisi de orasından veya burasından herhangi bir sistemin parçasıdır. üniversitenin ilk yıllarından itibaren bu tipleri hep görmüşümdür ve sabırla dinlemişimdir. ardarda sıralanan örneklerle, öne sürdüğü sav'ın doğruluğunu kanıtlamak için adeta çırpınır. ya da bir konu bir yerinde tıkandığında "sistem böyle" diyip bitirilir, ya da geçiştirilir.
özellikle hemen hemen toplumun tüm kesiminden, futbolcusundan, çiftçisine, iş adamından öğretmenine, imamından mankenine kadar, herkesin ortak olduğu bir fikir vardır. "türk eğitim sistemi kötüdür"yıllar boyu daha sistemin eğitiminden geçerken de bu bize salık verilir. "bu sistem kötü" öyle ki yapılan çalışmalar da adeta bu sistemin -kötü olmasa bile- kötü olduğuna bireyi inandırır. sonunda bizim de inandığımız bir yalan gibi. peki bu sistem nasıl bir süreçten sonra bu hale gelmiştir, bunda hangi etkenlerin rol aldığı ise hiç sorgulanmaz, sadece "sistem bu" "sistem kötü" "sistem şu" "sistem bunu istiyor" diyerek tüm yükü hiç bilmediğimiz ve hangi etkenlerin rol aldığını sorgulamadığımız soyut bir kavrama yüklüyoruz. bunu hiç düşündük mü. şu ana kadar aklıbaşında yazarların verdiği 321 entry içinde acaba benim bilmediğim ne var? öğretmenler, idareciler, değişen öğrenci modeli, aileler, hükümet vs vs vs.
be nşunu anlıyorum. ortada bir orospu var ne terkedebiliyoruz ne de ona sahip çıkabiliyoruz. afedersiniz ama benzetmem bu olacak. sırf sistem eleştirisi yaparak aslında sistemin istediği şeyleri mi yapıyoruz. havanda su dövmek misali. tek tek etkenlere baktığınız zaman tüm bunların birbirini tetikleyen unsurlar olduğunu görmek gerekiyor.
dünyadaki tüm eğitim sisteminde olduğu gibi türk eğitim sisteminin de amacı bireylere istendik davranış kazandırma çalışmasıdır. yani onun kaka dediği kaka, cici dediği cicidir. haliyle bunun kadar normal bir durum yoktur.
öte yandan türk eğitim sistemi; fazla kemalist, militarist, ırkçı, faşist olarak eleştiriliyor şimdi. sözüm ona 1930 lardan kalma zihniyetle yönetiliyor hala. peki o çok sevdiğiniz ve destek verdiğiniz hükümet 10 yılda türk eğitim sistemine hangi katkıyı yaptı? (tartışmak isteyene kapım açık) tüm bakanlıkalrda ve kurumlarda iş bitirici olan hükümet neden bu kurumda tıkalı?
işte ben burada bir art niyet ararım. şu an içinde yaşadığımız süreç 12 eylül'ün devamıdır. ve işte darbeye karşı olan bir ideoloji ise bu zihniyeti geliştirmek için elinden geleni yapmaktadır.
bu ülkede üzewrinde en çok oynanan kurum türk milli eğitim sistemidir. kusura bakmayın ama sizinle bu kadar oynansaydı akıl ahastanesinde alırdınız soluğu. döneminde meksika kanada gibi ülkelere örnek bir sistemin icracısıdır aynı zamanda, peki ne olduda dünyanın en boktan sistemi oldu. ha hiç üzülmeyin eğtim sistemi sorunu şu an dünyanın en önemli sorunlarından biridir. zira tüm gelişmiş ülkelerin de temel sorunudur eğitim sistemi.
özet mözet veremeyeceğim kusura bakmayın. fakat şu ağızlara pelesenk olmuş ve artık iyice sıkan "sistem eleştirisi" çok sıkıcı bir muhabbete dönüştü. burada ne türk eğitim sistemini ne de ötekini savunuyorum. lafım kimseye değil, sadece söylediğimiz yalana -kendimizi bir de kurnaz sanarak- kendimiz inanıyoruz. budur. ve sorun yumağıdır bu sistem. canı cehenneme. herkesin de...