izlerken bol bol küfürler ettiğim bir başkaraktere sahip film. kitap için de geçerli aynısı.
yalnız çok sonradan ikinci kitabını okudum bunun, son of rosemary' i. onu okuduğunuzda rosemary' nin film boyunca neden gerizekalı gibi davrandığını anlayabilirsiniz. neyse konumuz son of rosemary değil.
efekt olmadan, müzik kullanmadan gerilim filmi nasıl çekilire kanıt olarak addedilebilecek bir filmdir. bir noktadan sonra kendinizi rosemary gibi hissetmeye başlıyorsunuz zaten. telefon kulubesi sahnesindeki kadar hiçbir film sahnesinde gerilmedim. tüm boyunca beni sinir eden tek detay gülmeryem ablamızın katıksız angut gibi davranmasıydı, şahsen son of rosemary ile bu kızgınlığım da geçti.
evet, film biraz klişe gibi geliyor ilk izlerken. ama bunun sebebi aradan geçen kırk sene içinde bu filmin neredeyse her sahnesinin hollywood tarafından tepe tepe kullanılması. sonuç olarak, evet bugün için belki yavan; ama kırk sene öncesi için tam anlamıyla bir devrim. ha, filmi ilelebet muhteşem kılacak faktör ise: mia farrow.