sanayi gibi bir yere gittik bugün. merdiven korkuluğu yapan bir adamın deposuna. malzemelere bakacağız. depoya girdik dükkan sahibi geldi yanımıza. adamın gelişinden anlamıştım zaten. ortamda ki hava değişti önce. adama bir şey diyorsun "-bak şimdi ben bu işin ustası -vaaaar o renkte var -neyi? -yok o olmaz -şimdi bi dur -bak ben sana bir malzeme göstereceğim" diye başlıyor cümlelere. ama el kol hareketleri, kel kafa, göbek, duruş falan. kim ya bu diye düşünürken... çaktı şimşek. zaten ben fazla konuşmadım, yanımdakiler malzemelere falan bakarken ben kendi kendime kopmuş vay be amma da benziyor diye düşünüyordum. neyse fazla durmadık zaten. çıkarken adam kartımı veriyim ben diye cebinden bir tomar kartvizit çıkardı. hepimize birer tane verdi. arkadaşlar cebine attılar bakmadan. kader işte arabaya binene kadar elimde taşıdım. oturdum arabaya. çantama koyacağım kartı. gözüm takıldı. yada bilmiyorum baktım işte... çirkin sarı renk bir kart. abimizin adı da "şahin k. abdullah"