lisedeyiz. gezi tertip etmiş sınıf. harbiye dolaylarında ormanlık piknik alanına. iki arkadaş meteliksiz. bilet alamadık, gidemeyeceğiz. güneşli serin bir tatil günü. aşığız ikimizde. kızlar piknikte. aldırma dedim, koca şişe tini var evde alırım onu, vururuz yollara kendimizi. dönüş allah kerim, geç olursa bizi bırakacak değiller herhalde deyip, elimizde şişe, vurduk yollara.
bir yudum ben, bir yudum arkadaş, elimizin tersi yumruk mezesi.
benim sevdamın adı yıldız, arkadaşın ki atike. bak sen şu ise, bu yaşta, onca sene geçmiş, ismi hala dilimde.
biz avaz ve avaz tinin baydığı ve yaydığı sesle şarkılardayız. ama ne ses, neyse karga pek yoktu çevremizde. arkadaşın abisi aslında, pek meşhur olmasa da türk sanat müziği icracısı.
ben tutturmuşum senede bir gün, ağarsa saçlarım adını anmaktan yansa dudağım, karışık. o diyor, bir yudum alıyor; olmaz iki gün, ben diyorum nene gerek yeter bir gün, aşkın saati olmaz.
neyse kardeşim, az gideriz uz gideriz varırız menzile. arkadaşlar gülerler halimize. tini bitmiş şişe elimizde.
gözlerim yıldızı arar, sırt üstü çimenlerdeyim yıldız yıldız sarı yıldız, bir tekerlemedir gidiyor. arkadaşım hala senede iki gün makamında.
bizim kızlar köşede kıkır mı kıkır. sarı yıldız derken, ben artık miraç. ne yerdeyim ne gökte bir ucu mazide postane halleri sızmışım, kulağımda hala senede iki gün.
tini güzel rakıdır, içmeyi bilene.