herkesin bu konuda konuşma hakkı vardır çünkü herkes bunlarla yıllarca muhatap olmak zorunda kalmışlardır...
sınıfında ayağında çarık olan öğrenci vardır, bu o çocuktan çok ağlar..sor hepsinin tek derdi vardır; maaş ve kredi kartları...
müfredatın hantal yobaz olması, öğretilenlerin çağın gerisinde kalması, öğretim sisteminin tammen ezbere dayanması bunların asla umrunda olmaz...
bir karış suratla derse girerler...zorla bir günaydın derler...öğrencisiyle birebir ilişki kurmak en azından bunu denemek gibi bir düşünceleri zaten yoktur...sor hepsinin bahaneleri hazırdır...sınıflar kalabalık, derssaati çok, kıl tüy...sanki bilmiyordu bu işe girerken şartları...
ingilizce öğretmenliği diye bir öğretmenlik vardır...10 sene ingilizce öğretirler, 10 sene sonunda sözlüğe bakmadan yes diyemezsin...uganda'da yabancı dil dersi gören çocuk o dili konuşur, türkiye'de tek kelime bilmez...hiç gördünüz mü bunu dert eden, bundan şikayet eden bir öğretmen...
hepimiz türkiye'de sporun gelişmemesinden yakınırız değil mi?
türkiye'de bir de beden öğretmenliği branşı vardır; yaptıkları tek şey şudur: bir kasa bulmak..bütün sınıfı o kasadan atlatıp, önlerine bir top atıp "hadi oynayın" deyip kantine gidip sigara içmek...
beden öğretmenliği budur türkiye'de...çocukları her spor branşından teste sok...yetenekli öğrencileri o branşın fedarasyon ya da müdürlüğüne bildir, en azından bu sistemin oluşmasını sağlamaya çalış..bunu bir dert edin en azından...bak bakalım ilkokuldan itibaren yetenekli çocuklar keşfedilsin de türk sporu nerelere geliyor...
yok..onun tek derdi zil çalsın.ders saatini doldursun çeksin gitsin.
kimsede olmayan tatiller bunlarda...haftanın 3-4 günü üç beş saat ders yapıp gidenler bunlar...fena olmayan maaşlar, her türlü sosyal haklar(kadrolular için) saygı göstermek zorunda kalınan bir meslek ..hep bunlarda ama hep ağlarlar...
bazısı çıkıp şey der..."ama doğuda şöyle böyle" sen bilerek girdin değil mi bu mesleğe..doğuya gideceğini biliyordun..ağlamayacaksın şimdi...o doğuda okuttuğun çocukların babalarının işi yokken senin kadar zırlamıyorlar...
bir de çıkmışlar kutsal mutsal...
geç bu kutsal ayaklarını..
tek kutsal öğretmen tanıdım..o da mahmut hoca ydı.