galatasaray'ın bu yenilgisinin, sonraki haftalar için çok iyi olacağının ortaya çıkacağı maç.
şöyle ki;
iki sene önce. elano'lu, keita'lı, kewell'lı zamanımız. ilk haftalar gelene gidene 3-4 attı o takım, acımadı. sonra baros sakatlandı, takım düşüşe geçti. koskoca galatasaray, tamamen bütün olmuş, her şeyi makine gibi işleyen galatasaray bir adama mı bağlıydı? hayır. kısaca hatırlatayım size o sezonun başlarını. ilk 6 haftayı kayıpsız kapatmakla kalmamış, 20 gol atıp, sadece 5 gol yemiştir, ezeli rakiplerinden beşiktaş'ı da 3-0'la geçmeyi bilmiştir. hemen akabinde 7. haftaya bakalım. bir eskişehir beraberliği. hemen peşine 3-0'lık bir ankaragücü mağlubiyeti ve hemen ardından 3-1'lik fenerbahçe mağlubiyeti daha. ve onun ardından sürekli inişli çıkışlı bir ivme.
ben şimdi ne diye anlattım bunları. demek istediğim şu. takım bir anda dağılmayı başladı. eskişehir beraberliği belki, ama ankaragücü mağlubiyetini kim beklerdi. hiç kimse. moralman bir çöküşe geçildi, peşine önemli silahlarımızdan biri sakatlandı, rijkaard çareler aradı, bu sırada galatasaray'ı körüklemeye yer arayan medya (evet, benim gözümde spor medyası budur) sahne aldı, başladılar yazmaya, çizmeye. galatasaray o kadar iddialı girdiği bir sezondan koca bir hiç elde ederek ayrıldı.
geçen seneden de kısaca bahsedeyim. bu daha kısa sürecek, çünkü bahsedecek pek bir şey yok, yönetim hatalarıyla dolu geçen sene benim gözümde. her şeyden önce en büyük hata frank rijkaard ve johan neeskens gibi iki futbol adamına sabredemeyip onları göndermektir. bu iki adamı sezon ortasında gönderiyorsan sen zaten o sezondan bütün umudunu kesmişsindir. özellikle de yerine daha önce teknik direktörlük yapmış ve yine hiçbir şey katamamış bir gheorghe hagi'yi getiriyorsan. geçen sene zaten güme gitti.
bu sezona bakalım. yönetim değişti. teknik heyet değişti. takım toptan değişti ve sezon başladı. transferlerimiz hakkında bir kuşkum yok, hepsine güvenim sonsuz. her ne kadar güvenmek istemesem de, real madrid maçında izlediğim gökhan zan'ın performansı beni memnun etmişti. dün akşam da fena değildi, ama oynamaması gerekiyordu. neden?
bu adam oynayacaksa, ujfalusi oynamayacak, bu iş bu kadar açık. sen gökhan zan için ujfalusi gibi stoper mevkisinin kaşarı olmuş bir adamı sağ beke çekeceksen, işimiz var her şeyden önce fatih hocam. neyse futbolcu seçimlerine fazla girmeyeyim, ama gökhan zan yine yanlış yanlış. tamam, bitti.
bu maçı kaybetmemiz şu yönden iyi oldu. biz bunu kazansaydık, haftaya samsunspor maçını da aynı özgüvenle alırdık ve daha kötüsü fatih terim yine bu 11'e benzer bir 11 sürerdi sahaya. belki onun peşine karabükspor ve eskişehirspor'u da yenerdik, ama biri bize öyle bir tokat sallardı ki feleğimizi şaşırır, tepe taklak olurduk mazallah. şimdi ise fatih terim'in samsunspor maçında daha farklı şeyler düşüneceğini sanıyorum. belki farklı bir 11, farklı bir sistem, orasını bilemem. ama moral ve hırs olarak da çok farklı çıkacağımız aşikar. ilk haftalardan kaybettiğimiz bu puanın pek önemli olduğunu düşünmüyorum, ne de olsa fenerasyon, fenevbahçe'nin kıçını yalamak adına bir şekilde onları yukarıda tutmak için yapacağını yaptı. neyse. öyle işte.