bu gün yüksek ihtimalle eurobasket 2011'e veda edecek takımdır. hatta veda etmesini istediğim takımdır. başka takımların performanslarıyla tur atlarken izleyici fıtık oluyor ekranın başında. iyi de oynamıyor takım. onlar elensin biz de sinir harbi yaşamayalım artık ekran başında.
bir takım dünya ikinciliğinden sonra neden bu kadar kötü bir turnuva geçirir? dünya şampiyonasında diğer takımların yıldızları olmadığı için mi? e ispanya'yı gasol'le yendik, polonya'da gortat yok, lampe yok ama yenildik. aslında durumun dünya şampiyonasından farkı bizim yıldızlarımızın artık yıldızlığı istememeleri galiba.
hidayet türkoğlu'yla başlamak gerek sorgulamaya. dünya şampiyonasında en iyi beşe seçildikten bir sene sonra bu kadar rezilleri oynaması ilginç gelebilir. ancak hidayet'in düşüşü toronto raptors'tan aldığı kocaman kontratla birlikte başladı. "sisteme uyamadı" gibi şeyler söylense de kendisine göre uyarlanmış olan suns ve ardından gelen yeni magic macerasında da varlık gösteremeyince hidayet'in kontratı alıp da yatan oyuncular kervanına katıldığı iyice görülecekti. keza nasıl bir lider olduğunu da eurobasket 2009'da anladık. şampiyonaya çok çok iyi başlayan milli takımımız aldığı ilk yenilgide kendisini doğrudan salmış (bu seneki polonya maçını kaybediş sebebimiz) ve finalist ikiliyi yendiği turnuvayı çok kötü bir yerde noktalamıştı.
ardından sene 2010 ve hidayet türkoğlu çok kötü bir toront raptors macerasını geride bırakmış, yaz içinde suns'a takas olmuş. dünya şampiyonasından önceki maçlarda o kadar kötü bir oyun ortaya koydu ki milli takım beklentiler sıfırdı. ancak turnuvanın başından sonuna kadar enfes bir oyunla son iki maç dışında rakiplerini eze eze gitti türkiye. hidayet türkoğlu da enfes oynuyordu ancak bunun nedeni de slovenya maçından sonra belli olmuştu. hidayet türkoğlu milli takımı dahi bir kazanç kapısı olarak görüyor ve tarihimizin en büyük başarılarından birini yaşadıktan 5 dakika sonra "maddi manevi destek bekliyoruz" diyebiliyor, prim koparmak için başbakana yalakalık yapabiliyordu. türkolu ve arkadaşlarına türk spor tarihindeki en büyük primlerden biri dağıtılınca türkoğlu'nun da kasacak bir şeyi kalmamıştı. yine bütün bir sene yattı ve eurobasket 2011'de de tek yaptığı topu alıp iki adım ileri bir adım geri atıp şut atmak. arada hareket edesi geliyor, gelince de iyi işler yapıyor. ancak bunu yapası gelmiyor bir türlü. işte yıldız, işte lider, işte milli takım tarihimizin en karaktersiz kaptanı.
edit: hidayet beni eksileyeceğine çık bu gün topunu oyna.