küçükken teyzelerim ve kuzenlerim arada bir bize gelirlerdi. öyle mutlu olurdum ki, gitmesinler isterdim. ama istediğim gibi olmazdı tabi. insanların evleri yuvaları var, niye kalsınlar zaten. neyse yine böyle bir günde, karar verdim, ben gidip onlarda kalacaktım. ama nasıl kararlıyım. o güne kadar annemin olmadığı bir yerde hiç uyumamışım, yaşım da küçücük. Buna rağmen caymıyorum kararımdan. sağolsun annem beni giydirdi, kuşandırdı. beraber merdivenlerden indik. annemden daha ayrılmadım ama o an başladı işte o özlem. vazgeçtim kararımdan, pişman oldum. ama gel gör ki, bir damla bir şey olmama rağmen hem gurur var hem inat. gittim paşa paşa. annem gözümde tütüyor, gözüm kimseyi görmüyor. kime baksam annem, nereye baksam annem. sonra ağlamaya başladım tabi, kimse görmesin diye de kapkaranlık bir odaya geçtim, saatlerce orda oturdum, saatlerce annemi hayal ettim. oysa karanlık fobim var, şimdi bile oturamam. dedim ya gözüm kimseyi görmüyor diye, abartı değildi. içimdeki anne sevgisi hiç abartı değildi.
neyse sonra babanın görevidir tabi gecenin körü gelip kızını eve götürmek. babadır o. o da candır.
ve sonra kavuşma anı, hala aklımda. hala aldığım kararlarımı etkiler o an ve hala gittiğim yoldan döndürür beni o özlem.