saddam hüzeyin'le abdullah öcalan'ı aynı kişi sanacak kadar çocuktum, saklambaç oynardık, hava kararmaya başlayınca kuytulara saklanmaya korkardım.
akşamları arkadaşlarla toplanır korku hikayeleri anlatırdık, herkesin bir akrabasının başından geçen bir üç harfli hikayesi olurdu. birinin bir tanıdığı gece mezarlığın yanında geçerken davul zurna sesleri duyardı ötekinin bir tanıdığı gece kendisine yol gösteren bir yabancının ayaklarının ters olduğunu farkederdi. sonra korkardık eve gitmeye bile korkardık, grubun en büyüğü en sona kalacak şekilde toplu evlerimize gider, kapı açılıncaya dek her an bir cinin arkadan ayağımızı tutacağını sanırdık.
bir de haberler vardı biz çocukkan trt'de, 1 saat sürerdi ve magazinden uzak "başbakan süleyman demirel bir dizi temasta bulunmak üzere bu sabah thy uçağıyla bişkek'e hareket etti" gibi ruhsuz haberler olurdu, ama itiraf etmeliyim bişkek kelimesi bana hep komik gelirdi.
haberlerin devamında bir grup teröristin askerlerimizi şehit ettiği, bölgede operasyon başlatıldığı ve terörist grubun çembere alındığı söylenirdi, ama sonra bir şey çıkmazdı bu çemberden.
o zamanlar çocuk aklımla teröre bir çözüm bulmuştum, devlet tüm kaynaklarını seferber edip voltran gibi bir robot yapacaktı ve o robatla tüm kötüleri öldürecekti. bu kadar insan ölürken devletin neden bir türlü voltran robotu fikrini düşünmediğine şaşardım.
aradan yıllar geçti ben büyüdüm, çok şey değişti, artık hiçbir çocuğun bissan ihlas bisikleti yok. saklambaçta oynamıyorlar pek, korku hikayeleri konusunda pek emin değilim tabi.
ama değişmeyen bir şey var, hala her gün şehit haberleri geliyor, gencecik insanlar hayallerini geride bırakıp bu dünyaya veda ediyorlar. bide* arkalarında ağlayan anneler, sinir krizi geçiren nişanlılar bırakarak.
evet artık büyüdüm ve terörü voltranla çözülemeyeceğini anladım ama anlamadığım şeyler de var, örneğin kandil.
nasıl bir dağdır, nasıl bir yerdir de dokunulamıyor, uzanılamıyor? gazetecilerin günü birlik turlar düzenlediği bu dağ, nasıl olur da bizi her gün pusularda, mayınlarla, bombalarla öldürenlerin güvenli evi oluyor?