-ahmet abi ne oldu ya rengin solmu?
-bak, şu mahmut bana bir daha fıkra anlatmaya başlarsa, beni vur tamam mı? ya bozulmasın diye gülümsemeye çalışırken surat kaslarımla elli kilo halter kaldırıyorum. hala yanaklarım ağırıyor.
-bilmem mi ya. geçen gün de bana bir tane anlattı yanlış yerlerde gülmüşüm. ''sen zaten anlamazsın geri zekalı'' dedi, kızdı.
-ne diyeyim inşanlah bütün fıkraları unutur.
-amin.
demem o ki, dünyanın en zor işlerinden biridir fıkra anlatmak. risktir. işin ucunda madara olmak vardır çünkü. sadece fıkra bilmek yetmez, insanları güldürmek için bazı taklitler geliştirmek gerek.
basit mi kardeşim, güldürmek en zor iş. yapamıyorsan bırak. senin yüzünden, yalandan tebessüm ede ede gerçekten gülmeyi unuttum lan.